Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11593 E. 2014/15512 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11593
KARAR NO : 2014/15512
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ :Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :06/12/2012
NUMARASI :2007/180-2012/525

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı şirket vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu davacı H.. S..’ın ağır derecede yaralandığını ileri sürerek, davacı Hitam için 2.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın, Hitam’ın eşi davacı Selvi için 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı H.. S.. vefat ettiğinden mirasçıları tarafından devam edilen davada davacılar vekili 02.2.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 5.386,00 TL’na yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı şirket vekili ile diğer davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı H.. S.. yargılama sırasında vefat ettiğinden ve manevi tazminat tereke mevcudunda olan haklardan olmadığından konusu kalmayan manevi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 5.386,00 TL maddi tazminat talebinin kabulüyle bu meblağın veraset ilamındaki payları oranında davacı mirasçılara verilmesine, davacı S.. S..’ın manevi tazminat talebinin 3.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı şirket vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava konusu 23.8.2006 tarihli kazada yaralanan davacı H.. S..’ın yargılama sırasında 29.6.2008 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, geçici iş göremezlik zararının bu tarihler arasında hesap edilmesi yönünden hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacı murisin ölümünden sonraki tarihi kapsayacak şekilde 24 aylık geçici iş göremezlik zararının hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
3-)Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-)BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalı tarafa ait araç kusurlu olarak (yargılama sırasında başka nedenden vefat eden) davacı H.. S..’a çarparak ağır derecede yaralanmasına, kemik kırıklarına, ameliyatlar geçirmesine ve uzun süre hastanede yatarak tedavi görmesine sebebiyet vermiş olup, olay sebebiyle davacı eş Selvi’nin eşinin bu durumu ve onun tedavi ve bakımı süresinde üzülüp acı ve elem duyması kaçınılmazdır.
O halde, davacı Selvi’nin dava konusu olaydan kaynaklanan manevi zararların kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı tarafın sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı Selvi için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken düşük miktarda manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir.
b-)Öte yandan; davacı H.. S.. dava konusu olay nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasını açtıktan sonra yargılama sırasında başka bir nedenden dolayı vefat etmiş olup, bu kişinin maddi tazminat hakları yanında manevi tazminat haklarının da mirasçılarına geçtiği tartışmasızdır. Buna göre, davacı mirasçılarının murislerinin manevi tazminat talebine ilişkin bölümü de usulüne uygun mirasçılık ve yetki belgesi ile takip etmiş olmaları nedeniyle, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı Hitam yönünden de manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Y.. B.. San. Tic. A.Ş vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Y.. B.. San. Tic. A.Ş vekilinin diğer temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle de, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davalı Y.. B.. San. Tic. A.Ş ve davacılara geri verilmesine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.