YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11314
KARAR NO : 2014/14168
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2012
NUMARASI : 2008/675-2012/13
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 14.12.2003 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motorsiklet ile davalının sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucunda müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, ıslahla birlikte 11.810,87 TL maddi tazminat (tedavi giderleri ve kazanç kaybı) ile 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 8.858,15 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminatın 14.12.2003 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Bodrum Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/320 esas sayılı dosyasında davalı hakkında kamu davası açılmış, dosyada alınan adli tıp raporunda davalıya izafe edilen 6/8 kusur oranı esas alınarak davalının cezalandırılmasına karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 26.7.2011 günlü kararı ile kamu davası zamanaşımı nedeniyle düşürülmüş, eldeki dosyada kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın ceza dosyasında alınan kusur raporu hükme esas alınmıştır.
Ceza mahkemesince, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğinden 818 sayılı BK 53 maddesi gereğince ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır.
Ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının hukuk hakimini bağlamaması kuralı karşısında ceza dosyası da getirtilerek davalının olaydaki kusur ve oranının belirlenmesi için uzman kusur bilirkişisinden rapor alınması, davalının olay nedeniyle kusurunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde düşme ile sonuçlanan ceza dosyasındaki kusur oranının hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
2-Bilirkişi, Adli Tıp Uzmanı M.Bülent Savran tarafından düzenlenen raporda davacının tıbbi iyileşme süresinin 650 gün olduğu kabul edilerek bu süre için mahkemece geçici iş gücü tazminatına hükmedilmiş ise de bu sürenin davacının geçici iş göremezlik süresi olduğu konusunda dosyada bir tespit bulunmamaktadır.
Bu halde davacının tedavi gördüğü sağlık kuruluşlarındaki tüm tıbbi evrakın getirtilerek olay nedeniyle davacının ne kadar süre ile iş ve gücünden kaldığı, geçici iş göremezlik süresinin ne kadar olduğu konusunda Adli Tıp Kurumu veya Üniversitelerdeki Adli Tıp bölümlerinden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının geçici iş göremezlik süresi usulüne uygun tespit edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
3-Davacı, dava dilekçesinde daimi işgücü kaybı nedeniyle tazminat talep etmesine rağmen bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de isabetli bulunmamıştır.
4-Bozma nedenlerine göre tarafların manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.