Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11262 E. 2014/7184 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11262
KARAR NO : 2014/7184
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2012/160-2013/169

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 10.10.2011 günü davalı kuruma ait rogarın tıkanması sonucunda tepen suların sigortalı konuta sirayet ederek hasar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.870,00 TL hasar bedelinin sigortalılarına ödendiği tarih olan 25.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ASKİ Deşarj Yönetmeliğinin 10. Maddesi (m) bendi uyarınca “Kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atık suları, cazibe ile akıtılabilse dahi mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almak zorundadır. Aksi takdirde, binaların uğrayabilecekleri zararlardan idare sorumlu olmaz” şeklinde düzenleme bulunduğunu, söz konusu olayın davacının sigortalısı, bina yönetimi veya bina maliklerinin suyun geri tepmesini önleyecek tedbirleri almamış olmasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 10.10.2011 tarihinde davalı kuruma ait rogarın tıkanması sonucunda davacı şirketin sigortaladığı konuta zarar verdiği, davacı şirketin sigortaladığı binanın usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı, meydana gelen zararın doğuş sebebinin rogarın yetersizliğinden kaynaklandığı,davacı şirketin ödediği tazminatı davalıdan rücuen talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.870,00 TL’nin 25.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya ödenmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta poliçesine dayalı rucuan tazminat istemine ilişkindir. Davalıya ait kanalizasyon borusunun tıkanarak geri tepmesi sonucu davacıya sigortalı işyerinin hasara uğradığı hususu çekişmesizdir. Mahkemece kusur oranı ve hasarın tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sigortalı işyerinin bulunduğu ana binanın Belediye onaylı mimari projesinin bulunduğu, binaya yapı kullanma izin belgesi verildiği, davalı ASKİ’nin yapı kullanma izin belgesine onay verdiği, yapı denetim elamanlarınca düzenlenen belgede de binanın İmar Kanunu’na, yapı denetimi hakkındaki mevzuata,imar planına, yönetmeliklere, ruhsat ve eklerine, bilimsel ve teknik kurallara, Türk Standartlarına…, uygun olduğu hususunun yer aldığından bahisle hasarın binanın yapımındaki bir eksiklikten kaynaklanmadığı, tüm kusurun davalıda olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Oysa davalı vekili, Deşarj Yönetmeliğine göre davacının sigortalısının parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri alması gerektiğini, bu yönüyle müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığını savunmuş olup bilirkişi ek raporunda davalının bu savunması değerlendirilmediği gibi davacının sigortalısının en azından müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, geri tepmeyi engelleyici tedbirler alıp almayacağı hususları üzerinde hiç durulmamıştır. Sigortalıya ait işyerinin bulunduğu binanın, projesinin onayından yapı kullanma izin belgesinin verilmesine kadarki aşamalarında, davalı idarenin denetim görevini gerektiği gibi yerine getirmemiş olması kusurunun yoğunluğunun tespitinde önem arzetmekte ise de, salt idarenin denetim görevini ihmal etmiş olması, binanın sahibi, yüklenicisi veya yöneticisinin geri tepmeyi önleyecek tedbirleri alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu itibarla, mahkemece hasarın meydana geldiği yerin kanal bağlantısına ait evraklar, Deşarj Yönetmeliği hükümleri ve geri tepmenin oluş şekli değerlendirilmek suretiyle zararın meydana gelmesinde davacının sigortalısı veya bina yönetimi gibi başkasının kusurunun olup olmadığı yönlerinde bilirkişi kurulundan ek rapor alınması veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bente açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ASKİ Genel Müdürlüğüne geri verilmesine 6.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.