Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11254 E. 2014/19067 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11254
KARAR NO : 2014/19067
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2010/368-2013/118

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı N.. E.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı Hazine vekili, davalı borçlu Nehal aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmaz hissesini oğlu Ozan’a onun da davalı Nurdan’a onun da muris N. N. satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazın son maliki N.N. için borçlunun mal kaçırma kastını bilen ya da bilebilecek durumda olan kişilerden olduğunun ispat edilemediği için hakkındaki davanın reddine öteki satışların ise önce borçlunun oğluna yapıldığı ondan da borçlunun eltisine yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı Nurdan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı Nurdan ile borçlu arasında yasada belirtilen derecede yakın akrabalık bulunmasa da kayınbiraderi ile olan hısımlıktan dolayı davalı Nehal’in 6183 sayılı Kanun’un 30. maddesinde belirtildiği şekilde
borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerden olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı Nurdan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu davalarda iptali istenen tasarruf tarihine kadar (kesinleşmesi daha sonra olsa da ) doğan kamu alacakları için davanın kabul edilmesi gerektiği halde bu husus gözden kaçırılarak hüküm verilmesi doğru değildir.
Davalı N.. Ç..’in, cevap dilekçesinde de belirttiği gibi komşu parselin sahibi olan borçlu ve ailesi hakkında bilgi sahibi olduğu ve bu nedenle de Kanun’un 30. maddesindeki borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerden bulunduğu anlaşılmasına rağmen yazılı gerekçelerle bu davalı açısından davanın reddi doğru değildir.
3- Davanın bedele dönüştürülmesi halinde bedele faiz uygulanmaması doğru ise de bozma nedenine göre ve yine infazda tereddüt yaratacak şekilde hükmün şartlı olarak tesisi de bozma nedenine göre inceleme konusu yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Nurdan vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Nurdan ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı N.. E..’e geri verilmesine 22/12/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.