Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11228 E. 2014/16042 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11228
KARAR NO : 2014/16042
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/73-2013/209

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu Davut aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu araçlarını davalı Ramazan’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ramazan, dava konusu araçları galeriden satın aldığını borçluyu tanımıdığını ve haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı borçlu, dava koşullarının oluşmadığını aracın iyiniyetli olarak satıldığın belirtmiştir.
Mahkemece, satışın danışıklı yapıldığının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 278/III-2 bendine göre akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde ve batıl olduğu açıklanmıştır. Yine anılan yasanın 280/3 maddaesine göre bir ticari işletmenin tamamı veya önemli bir kısmının devri işyeri devriniteliğinde olup devir alan şahıs boçlunun mali durumunu ve alacaklıları ızrar kastını bildiği varsayılır.
Somut olayda, mahkemece yapılmış bir değer tesbiti bulunmamaktadır. Öte yandan borçlu dava konusu satışla ilgili fatura kestiğine göre vergi kaydının ve işletmesinin iştigal alanı belirlenerek, satılan araçların bu işyerine ait ve ticari emtianın önemli bir kısmı olup olmadığı araştırılarak, böyle bir durumun varlığı halinde İİK’nun 280-3 maddesine göre davanın kabulüne karar verilmedir. Aksi halde ise, dava konusu araçların satış tarihindeki değerleri bilirkişi aracılığı ile tesbit edilerek badeller arasında fark olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.