Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11223 E. 2014/16836 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11223
KARAR NO : 2014/16836
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2011/280-2013/17

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, borçlu adına taşınmazını davalı N.. A..’ya devrettiğini bu tasarufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir.
Davalı Gülcan, taşınmazı raiç bedel üzerinden iyiniyetle satın aldığını haksız davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu, aciz durumunun olmadığı ve hissesini raiç bedelden sattığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının aciz belgesi sunmadığı, bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
Somut olayda, 500.000,00 TL üzerinden başlatılan takip 04.02.2005 tarihinde ev adresinde yapılan hacizde 2.650,00 TL’sı değerinde ev eşyası haczedilmiştir. Bu haciz tutanağı ile aciz durumu var ise de dosya içeriğinden borçlu adına kayıtlı başka taşınmazların olduğu ve icradan satıldığı ancak bu dosyaya para gönderilip gönderilmediği anlaşılmamaktadır. Öte yandan dava dayanağı takipteki borçtan sorumlu olan şirket tarafından bu borcun teminatı olarak taşınmazların üzerinde davacı alacaklı banka lehine borç kaynağı kredi sözleşmesinin teminatı olarak ipotek tesis edilmiş ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmıştır.
Yapılacak iş, borçlu adına kayıtlı taşınmaz satışından bu takip dosyasına para aktarılıp aktarılmadığı, diğer şirketle ilgili rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte alacağın tahsil imkanının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.