Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/10948 E. 2014/19066 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10948
KARAR NO : 2014/19066
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2012/24-2013/177

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı takipteki sürelerden feragatin muvazaalı olduğu gerekçesi ile sürelerden feragat işleminin iptaline dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı Şirket vekili, davalı borçlu Şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, davalı Mukaddes’e 14.10.2009 tanzim tarihli 450,000 TL bedelli molen ibareli bono düzenleyerek verdiğini, davalı Mukaddes’in de 05.12.2011 tarihinde borçlu aleyhinde icra takibine başladığını, ancak borçlunun 06.12.2011 tarihinde icra dosyasındaki sürelerden feragat ettiğini belirterek borçlanmaya ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, takipteki sürelerden feragatin muvazaalı olduğu gerekçesi ile sürelerden feragat işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1).
Somut olayda ise davacı alacağını tahsil amacı taşıyan davada, icra takibinin muvazaalı olduğu ileri sürülmüş olmasına göre davanın kabulü halinde alacak oranında iptali istenen takipten davacıya tahsil yetkisi verilmesi gerekirken yalnızca takipteki sürelerden feragat işleminin iptali şeklinde dava ile amaçlanan sonucu temin etmeye yönelik olmayan bir şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/12/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.