YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10440
KARAR NO : 2014/9773
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2011/719-2013/56
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak maluliyete uğradığını ileri sürerek, ıslahla birlikte 25.467,23 TL. maddi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zarar bedelinin davacıya ödendiğini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Davalı vekili olayda davacının hatır için taşındığını savunmuş olup, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi (6098 S.BK.mad.51) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, dava dışı sürücü ile davacının arkadaş oldukları, kaza günü birlikte seyahat ettikleri esnada kazanın meydana geldiği anlaşılmakta olup, her ne kadar yargılama sırasında tanık olarak dinlenen dava dışı sürücü olay günü arkadaşı olan davacının bir alacağını tahsil etmek için ve davacı tarafından yol ve benzin masrafları karşılanarak yola çıktıklarını belirtmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere mahkemece olayda hatır taşıması bulunup bulunmadığı dosya kapsamı itibariyle tartışılıp irdelenmiş değildir.
O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.’nun 43. maddesi hükmünce tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-)Öte yandan, davalı vekili olayda davacının müterafik kusurunun bulunduğunu da savunmuş olup, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı hazırlık soruşturması sırasında verdiği 18.11.2009 tarihli kendi beyanıyla ve yargılama sırasında tanık olarak dinlenen dava dışı araç sürücüsünün beyanıyla sabittir. Buna göre, araçta yolcu olarak bulunan davacının bizatihi trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru yok ise de yaralanma şekli itibariyle, kaza sırasında zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan emniyet kemeri takmamış olmasının müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, buna göre BK.nun 44.maddesi (6098 S.BK.mad.52) uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca karar verilmesi gerekirken, bu yönden de yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
3-)2918 sayılı KTK’nun 99 ve ZMSS Genel Şartlarının B.2.maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
Buna göre, dosya kapsamından davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun bir müracaat yapılmadığı görülmekte ise de; davalı sigorta şirketinin davacı tarafa dava konusu olay sebebiyle 06.4.2011 tarihinde kısmi bir ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.
O halde, davalı sigorta şirketinin bu tarih itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, hükmedilen tazminat yönünden bu tarihten itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kaza tarihinden itibaren sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.