Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/10439 E. 2014/7706 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10439
KARAR NO : 2014/7706
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/303-2012/409

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafından hayat sigortası ile sigortalı müvekkilinin geçirdiği rahatsızlık nedeni ile ameliyat olduğunu ve bir takım tedavi gideri yaptığını açıklayıp fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, öncelikle zamanaşımı nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; tedavinin tamamlandığı 09.06.2005 tarihinden itibaren Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1268. maddesi uyarınca 2 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Oysa dava konusu sigorta sözleşmesi 01.08.1994 başlangıç tarihli ve 20 yıl süreli olup, sigorta süresi 01.08.2014 tarihinde sona ermekte, davacı da poliçe teminat süresi içinde yaptığı tedavi giderinin tahsilini talep etmektedir. Somut olayda riziko 09.06.2005 tarihinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla sigorta bedelinin tahsili istemi yönünden zamanaşımı süresi 09.06.2005 tarihinde işlemeye başlar. Zamanaşımı süresinin hangi kanuna tabi bulunduğu da dava tarihine göre değil, zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı tarihe göre belirlenmelidir. 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nu değiştiren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ise 14.06.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu durum karşısında dava 09.06.2005 tarihinde yürürlükte bulunan 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nun 19. maddesinde belirtilen on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 09.08.2011 tarihinde açılmıştır.
Kaldı ki, davalı vekiline dava dilekçesi 17.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 26.08.2011 tarihinde süre uzatım talebinde bulunmuş, mahkemece kendilerine 14.11.2011 tarihine kadar ek cevap süresi verildiğine dair karar 27.09.2011 tarihinde tebliğ edilmiş ve bu tarihten itibaren süresinden sonra 23.11.2011 tarihinden zamanaşımı definde bulunulmuş ve davacı vekilince bu zamanaşımı define itiraz edilmiş olmasına rağmen hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma kapsamına göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.