YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10437
KARAR NO : 2014/947
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2013
NUMARASI : 2013/58-2013/1
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında, Hakem Heyetince verilen 21/01/2013 gün 2012/1288.14 Esas ve 2013/96 Karar sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce Daire’mize gönderilmesi üzerine dosya incelendi. Gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya K..Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde bulunan deri kıyafetlerin çalındığını, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinin müvekkilinin zararını karşılamadığını belirterek 740.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hırsızlık olayının gerçek olmadığını, sigortalının haksız kazanç sağlamaya yönelik eylemde bulunduğunu ileri sürerek talebin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Hakem Heyetince, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ispat külfetinin sigortalıya geçtiği, sigortalının hırsızlık olayını ispat edemediği gerekçesiyle sigortalının talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece kararın temyizinin kabil olmadığı gerekçesi ile talep red edilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece 11/02/2013 gün 2013/58 Esas 2013/1 Karar sayılı ek karar ile 6100 sayılı HMK’nın 439/1 maddesi gereğince Hakem kararlarına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği gerekçesiyle davalı tarafın iptal davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; bu karar usul ve yasaya uygun değildir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 29.6.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesinin 1. bendinde Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usûl ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uygulama önceliği olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden ek kararın ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-818 sayılı BK.’nun 53. maddesine (6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi) ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığa isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ve eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır.
Somut olayda, davacı sigortalı, işyerindeki deri malzemenin çalındığını iddia etmektedir. Davacı tarafça olayla ilgili Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu ve soruşturmanın halen devam ettiği iddia edildiğine göre, anılan ceza soruşturmasının sonucu beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.02.2013 tarihli 2013/58 esas ve 2013/1 karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.