Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/10240 E. 2014/13932 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10240
KARAR NO : 2014/13932
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2013
NUMARASI : 2008/187-2013/74

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın, müvekkillerinin içerisinde bulunduğu araca çarpması sonucu müvekkillerinin yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, F.. A.., Hüseyin ve U.B. için ayrı ayrı 2.500’er TL maddi ve manevi; birleşen davada ise, İbrahim için 30.000 TL maddi, 20.000 TL manevi; Mehmet için 15.000 TL maddi, 10.000 TL
manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.3.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat istemini 127.471,98 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, kazanın oluşumunda davacı araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, müvekkilinin sigortacısının davacı tarafa ödeme yaptığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, F.. A.., H.ve U. B.’nin maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, M.A.’ın maddi tazminat davasının reddine, bilirkişi raporu benimsenerek İbrahim’in maddi ve manevi tazminat davasının kabulü ile 127.471,98 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın; Mehmet’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.500 TL manevi tazminatın davalı Esma’dan tahsiline, davalı Ahmet’e yönelik davanın reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas Aydın Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün raporunda davacının %85 oranında maluliyetinin bulunduğu belirtilmiştir. Davalı vekili 17.04.2012 tarihli dilekçesi ile, davacı İ.. A..’ın %85 oranında maluliyetinin söz konusu olmadığını, halen sağlıklı bir kişi gibi her türlü ihtiyacını karşıladığını ve çalıştığını belirterek rapora itiraz etmiş, temyiz dilekçesinde de, davacının kazadan sonra uzun bir süre geçmesi nedeniyle gözle görülür nitelikte iyileştiğini iddia etmiştir. Mahkemece, davalı vekilinin itirazları da dikkate alınarak, davacı İbrahim’in tüm tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurumuna sevk edilerek, Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nde öngörülen kriterlere göre, maluliyetinin tespiti ile gerçek zararın hesaplanmasına temel oluşturulacak iş göremezlik oranı hususunda rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3- Kabule göre de; davacı M.A.ın maddi tazminat istemi reddedildiğine göre, mahkemece, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine AAÜT. uyarınca, reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 21.10.2014 gününde Üye A.Ş.Sertkaya’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Sayın çoğunluğun, davacılardan İ.. A..’ın maddi tazminat talebinin kabulü yönündeki mahkeme kararının yazılı gerekçelerle bozulması kararına katılmıyorum.
Davacı, davalı tarafın kusuru ile sebep olduğu trafik kazası nedeniyle malül kaldığını ileri sürerek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Trafik kazası Mayıs 2008 tarihinde meydana gelmiş ve yürürlükle bulunan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre Aydın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden uzman doktor tarafından düzenlenen maluliyet raporu alınmıştır. 5.1.2011 tarihli ve gerekçeli üç sayfalık rapor içeriğine bakıldığında davacının trafik kazası neticesinde vücudunun bir çok bölgesinde, kırıklar olduğu, ameliyatlar geçirdiği ve yapılan tedaviler hasarlar anlatılmış ve sonuçta bilimsel verilere göre ve yaşıda gözönüne alınarak %85 oranında malüliyeti bulunduğu belirlenmiştir. Maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılmıştır.
Bozma gerekçesinde sözü edildiği gibi, davalı tarafın “davacı İbrahim’in dış görünüşünün sağlıklı olduğu” yolundaki soyut itirazı değerlendirilmek üzere yeniden maluliyet raporu alınması yolundaki görüşüne katılmadığımdan davacı İbrahim yönünden yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerektiği kanaatindeyim.