Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/1023 E. 2013/1730 K. 18.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1023
KARAR NO : 2013/1730
KARAR TARİHİ : 18.02.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, … İcra Müdürlüğü’nün 2010/22665 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Trabzon 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/364 sayılı Talimat dosyasında yapılan 15.04.2011 günlü hacze konu menkullerin üçüncü kişiye ait faturalı eşyalar olduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, borçlulara ait tüm eşyaların alacaklı tarafından haczedilip satıldığını, iş yerini boşaltılmasından sonra kiraladıklarını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu şirketin ticaret sicil kaydında da geçen adresinde yapıldığını, bu sırada hazır bulunan borçlu çalışanının iş yeri devri yapıldığını beyan ettiğini, istihkak iddiasının muvazaalı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlular), haciz adresindeki iş yerini ve içindeki 15.000,00,-TL değerindeki eşyayı 20.12.2010’da Hasan ve Mustafa … adi ortaklığına devrettiklerini, mülk
sahibi ile de görüştüklerini ancak kira sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediğini bilmediklerini, borçlu şirketin faaliyet göstermediğini belirtmişlerdir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin borçlu şirketin ticaret sicil kaydında geçen adresinde yapıldığı, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve istihkak iddiasını her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişinin sunduğu faturaların mahcuzlara uyduğu, borçluların haciz adresini 22.12.2010’da boşaltıp 15.000,00.-TL’lık malı davacıya devrettikleri, aynı tarihte davacının burayı şube iş yeri olarak kiraladığı ve boş olarak teslim aldığı, borçluların işçisinin aynı yerde davacı ile çalışmaya başlamasının genel yaşam deneyi kuralları ile bağdaştığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, ödeme emrinin de tebliğ edildiği, takip adresinde yapılmıştır. Aynı yerde yaklaşık 7 ay önce yapılan eski tarihli haciz sırasında borçlu şirketin faaliyet gösterdiği sabittir.
Üçüncü kişi vergi levhasına göre haciz adresindeki faaliyetine 22.12.2010’dan itibaren, yani borç ve takip tarihlerinden sonra başlamıştır. Haciz tutanağına geçen beyanlarında üçüncü kişi iş yerini borçludan devraldığı yönünde beyanda bulunmuştur. İİK’nin 8/son maddesi uyarınca haciz tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir.
Davacı taraf haciz tutanağı içeriğindeki devir beyanını geçersiz kılacak mahiyette bir kanıt sunamadığı gibi tam tersine bu beyanı doğrulayan faturalar sunmuş, borçlu şirket yetkilisi de bu olguyu kabul etmiştir.
Borcun doğumundan sonra yapılan iş yeri devri ile ilgili İİK’nin 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiği iddia ve ispat edilememiştir. Buna göre; işletmeden doğan borçlarla ilgili iki yıl süre ile üçüncü kişi de takip borçlusu ile birlikte sorumlu olacaktır (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi, 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’nun maddesi).
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi yerine, kabulüne yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 18.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.