Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/9237 E. 2014/6397 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9237
KARAR NO : 2014/6397
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/11/2009
NUMARASI : 2007/297-2009/370

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacıya ait araç ile davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında aracın hasar gördüğünü, davalının aynı zamanda davacıya ait aracın kasko sigortacısı olduğunu ileri sürerek 10.048,15 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kaza ile hasarın uyumlu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının talep ettiği hasarın, kazanın oluş biçimi ile uyumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, araç hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi davacıya ait aracın kasko sigortacısı, aynı zamanda kazaya neden olduğu iddia edilen diğer aracın da trafik sigortacısıdır. Dava dilekçesinde tazminat isteminin hangi poliçeye dayandığı açıkça belirtilmemiştir. Kanıt yükümlülüğü açısından trafik sigortası ile kasko sigortası farklı düzenlemelere tabi olup kasko sigorta sözleşmesi yönünden rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığını kanıtlama yükümlülüğü 6762 sayılı TTK’nın 1281. maddesine göre sigorta şirketindedir. Trafik sigortası için kanıt yükümlülüğü ise 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesi delaletiyle 85. maddesine göre işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine alan trafik sigortacısı yönünden genel hükümlere tabidir. Mahkemece dava dilekçesi açıklattırılarak dayanılan hukuki ilişki yönünden yargılamaya devamla karar verilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; davalı sigorta şirketi, hasara yol açtığı iddia edilen ve kaza tespit tutanağında belirtilen kaza ile talep konusu hasarın uyumlu olmadığını savunmuştur. Dava konusu kaza dolandırıcılık suçuna konu olmuştur ve yargılama İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2002/19 Esas sayılı dosyasında devam etmektedir. Ceza Mahkemesi’nce belirlenen maddi olgu hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcıdır. Bu nedenle ceza yargılaması sonucu beklenerek kesinleşen maddi olguya göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.