Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/9191 E. 2012/9326 K. 13.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9191
KARAR NO : 2012/9326
KARAR TARİHİ : 13.09.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın, müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve karma poliçe ile sigortalı olduğunu, aracın karıştığı kaza sonucu zarar gören karşı araç malikine 5.000 TL hasar bedelinin ödendiğini, kaza esnasında sigortalı aracı kullanan davalı sürücünün 2.65 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuan tahsili için davalılara yönelik icra takibi yapıldığını, davalıların icra takibine haksız şekilde itiraz ettiklerini bildirerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığından sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili, sigortalı aracın müvekkili tarafından uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını, bu nedenle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı …’a yönelik davanın reddine, davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik davanın
kabulü ile davalının icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin 5.000 TL asıl alacak ve 975 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı şirketin poliçenin tarafı olması nedeniyle rücuan tazminat talebinin davalıya yöneltilmesinin usule uygun olmasına göre, davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında,
alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda, davalı sürücünün 2.65 promil alkollü olduğu Genel Adli Muayene Raporunda belirtilmiştir. Ancak, yukarıda açıklanan ilkelere göre, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanması gerekir. Bu konuda mahkemece alınan raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bir nöroloji uzmanı ile iki kusur ve hasar uzmanından oluşacak bilirkişi kurulundan, olayın oluş şekli, yol ve hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalılar, davacı sigorta şirketinin gerçek zararından sorumludurlar. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, araçtaki hasara göre tamir bedeli hesaplanmış olup aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse aracın kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti.ne geri verilmesine 13.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.