Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/7876 E. 2013/6202 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7876
KARAR NO : 2013/6202
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni ile trafik sigortacısı oldukları aracın 28.11.2003 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda müvekkillerinin yaralandığını, davacılardan … ’ın kalça kemiğinin kırıldığını, ona bakıcı tutmak zorunda kalındığını ve davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek davacı Şükriye için 5.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi, diğer davacı … için 2.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ise, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşladır.
Mahkemece, davacıların yaralanma derecelerine göre maddi zararlarının davalı sürücü tarafından fazlasıyla karşılanmış olduğu gerekçesiyle, “… maddi tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile her bir davacı için 700.00 er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine, davalı … şirketi yönünden manevi tazminat isteminin reddine…” karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların manevi tazminat istemleri kısmen kabul edildiğine ve davacılar yargılama sırasında vekille temsil edildiklerine göre kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar yararına karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/1.,2. maddeleri gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden davacılar yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılardan … dava dilekçesinde, dava konusu trafik kazası sonucu kalça kemiğinin kırıldığını ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Mahkemece, davacının tedavisine ilişkin tedavi belgeleri ve grafiler getirtilmiş ancak, davacının yaralanma derecesi ve iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınmamış ve ceza davasında alınan doktor raporunda bildirilen mutat iş ve güçten geri kalma süresine göre maddi tazminat hesabı yaptırılarak karar verilmiştir. Olayla ilgili açılan ceza dava dosyasında alınan ve Adli Tıp Kurumu Fatih Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda; davacı …’ın yaralanması yumuşak doku travması olarak değerlendirilmiş ve iki gün mutat iştigaline engel olacak derecede yaralandığı bildirilmiştir. Ceza mahkemesince, davacı …’ın basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek derecede yaralandığı kabul edilerek davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bir ceza davasında, ceza hukuku ilkeleri esas alınarak düzenlenen sağlık raporlarında belirtilen mutat iştigalden geri kalma süresinin, hukuk mahkemesinde açılan bir tazminat davasında esas alınarak bağlayıcı kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Eldeki davanın, yasal dayanağı BK.nun 46. maddesidir. Bu maddede öngörülen çalışmaya muktedir olamamaktan doğan kazanç kaybının hesabında; ceza davasında alınmış olan adli raporda belirtilen “mutat iştigalden kaldığı süre” değil, belirlenecek “iyileşme süresi” esas alınmalıdır. Şöyle ki ceza davalarında aranan mutat iştigalden geri kalma süresi ile tazminat davalarında esas alınması gereken iyileşme süresi birbirlerinden farklı kavramlardır. Ceza davalarında esas alınan mutat iştigalden geri kalma süresi, yaralanmaya bağlı olarak kişinin normal bedeni faaliyetlerini, günlük yaşamında yaptığı alışagelmiş
işlerini yapmamasıdır. BK.nun 46. maddesinde ise beden bütünlüğü bozulan kişinin çalışamamasından doğabilecek zarar ve ziyanı isteyebileceği kabul edilmiş olup burada esas olan mesleki işten kalmadır. Şu durumda; mahkemece, davacı …’ın dava konusu trafik kazasına bağlı olan yaralanmasının derecesi, geçici veya daimi maluliyet durumu ve iyileşme süresi ile davacının kalça kemiğinin olaya bağlı olarak kırılıp kırılmadığının belirlenmesi ve bunun için de davacı …’ın tedavisine ilişkin tüm belge ve grafiler de eklenerek Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulundan rapor alınması, ondan sonra tazminat hesabı yaptırılarak dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacının uğradığı maddi ve manevi zarar yönünden varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu dava için yetersiz doktor raporuna itibar edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Bozma nedenine göre davacı …’ın manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (4) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacı …’ın manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 2.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.