YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7372
KARAR NO : 2013/12462
KARAR TARİHİ : 19.09.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğü’nün 2011/6211 sayılı takip dosyasından 10.10.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkilinin ortağı olduğu adi ortaklığa ait olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında akdedilmiş 17.5.2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi bulunduğunu, haczin bu ortaklığa ait işyerinde yapıldığını, adi ortaklık malların haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun ortağı olduğu işyerinde yapıldığı, işyerindeki bütün malların değil, borçlunun hissesine düştüğü tahmin edilen mallar kadar haciz yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu vekili, müvekkilinin haciz yapılan işyerinin %50 hisseli adi ortağı olduğunu, müvekkilinin hissesine düşmesi muhtemel payın haczedilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece davacının dava dilekçesinde haczedilen malların adi ortaklığa ait olduğunu iddia etmesine rağmen davayı kendi adına açtığı, dayandığı delillerin de şahsı adına düzenlendiği, davacı ile borçlunun herbirinin ayrı ayrı vergi kayıtları bulunduğu, haczedilen menkullerle birlikte zilyet oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş;
2012/7372
2013/12462
hüküm, davacı 3.kişi vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Davacı 3.kişi ile davalı borçlu arasında adi ortaklık bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. BK hükümleri uyarınca adi ortaklıkta bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Alacaklı ortaklığa ait bir mal üzerinde haciz koyduramaz. Somut olayda, tasfiyedeki payın haczi yerine ortaklık malının haczedildiği anlaşıldığından davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişi ve davalı alacaklıya geri verilmesine 19.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.