Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/7231 E. 2013/1195 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7231
KARAR NO : 2013/1195
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak-şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleştirilen davaların davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü

-K A R A R-

Davacı Ankara 6.İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından 22.12.2010 tarihinde yetkilisi ve ortağı olduğu şirkete ait işyerinde haciz yapıldığını, borçlu şirketin haciz adresinin eski kiracısı olduğunu, adreste daha önce 5.5.2009 tarihinde de haciz işlemi uygulandığını ve mahcuzların şirketin diğer ortağına yediemin olarak bırakıldığını, 5.5.2009 tarihli hacizle ilgili olarak alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verildiğini ancak alacaklının dava açmadığını, buna rağmen işyerine tekrar 22.12.2010 tarihinde hacze gelindiğini, yediemin olmak isterken iradesi dışında icra kefili yapıldığını ileri sürerek icra kefaletinin iptalinin istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, aynı adreste bir çok kez haciz yapıldığını, takibin işçilik alacağına dayandığını, haciz adresinde borçlu şirket faaliyet gösterirken daha sonra davacının ortağı olduğu Odesa Ltd.Şti.nin faaliyete başladığından devrin muvazaalı olduğunu ve alacaklıların haklarının etkilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Bu dava ile birleştirilen davada ise davacı 3.kişi Odesa Ltd.Şti vekili, 22.12.201 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkili şirkete ait olduğunu, aynı adreste daha önce 5.5.2009 tarihinde de haciz yapılarak davalı alacaklıya dava açmak üzere süre verilmesine rağmen alacaklının istihkak davası açmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece borçlu şirket ortağı olan … ‘ın davacı 3. Kişi şirketin de ortağı olduğu, şirketler arasında organik bağ bulunduğu, haciz adresinin takipten sonra davacı 3.kişiye devredildiği, devrin İİK.nin 44 ve BK.nin 179 maddelerine uygun yapılmadığı, işletmeyi devralan 3.kişinin işletmenin borçlarından da sorumlu olduğu, icra memurluğunca tanzim edilen tutanakların İİK.nin 8/son maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, icra kefilliğini içeren icra tutanağı aksinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleştirilen davaların davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava yönünden yapılan inceleme;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Birleştirilen dava yönünden yapılan incelemede ise:
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasanın 101. Maddesiyle değişik 363. Maddesi hükmüne göre; Yasanın yürürlüğe girdiği 30.7.2003 tarihinden sonra icra mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 2.000.0000.0000 TL.sını geçmesi gerekir.
İİK.na 4949 sayılı Yasa’nın 102. Maddesiyle eklenen Ek 1. Madde uyarınca parasal sınır her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerlendirme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların (on milyon TL) 10.00 TL.sını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
2010 yılında bu parasal sınır 4.110,00 TL olarak uygulanmıştır. Öte yandan 12.11.2010 gün ve 27757 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Maliye Bakanlığı’na ait 401 sıra numaraı Vergi Usul Kanunu’nu Genel Tebliğinde 2010 yılı için
belirlenen yeniden değerlendirme oranı %7,7 olarak öngörülmüştür. Buna göre 2011 yılında icra mahkemelerince istihkak davaları sonucunda verilecek kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 4.420,00 TL.sını geçmesi gerekir.
Somut olayda temyiz konusu dava değeri mahcuzların değeri olan 2.600,00 TL.dır.
Bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile asıl dava yönünden hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile birleştirilen dava yönünden temyiz dilekçesinin İİK.nin 363, 365/3, Ek.1 maddeleri uyarınca REDDİNE ve aşağıda dökümü yazılı 5,90 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl davacılardan alınmasına 7.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.