Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/6751 E. 2012/9898 K. 24.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6751
KARAR NO : 2012/9898
KARAR TARİHİ : 24.09.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde avacı vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak da davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında, davalı borçlu … ile 3. kişi … arasında gerçekleşen satışta, davalı 3. kişinin borçluya yaptığı havaleler de dikkate alındığında İİK’nın 278/2 anlamında bedel farkının olmadığı ancak Davalı 3. kişi …’ın, dava konusu taşınmazı 05/04/2007 tarihinde vekili olarak hareket eden … aracılığı ile satın aldığı ve 24/10/2007 tarihinde de aynı vekil vasıtasıyla diğer davalı …’ye sattığı, vekil olarak hareket eden … tarafından 24/10/2007 tarihli resmi senette adres olarak … 01 02 Blok D:4 …-… adresinin bildirildiği bu adresin, davalı 3. kişi …’ın borçlu …’e 200.000 YTL gönderdiği hesaptaki adresi ile aynı olduğu ayrıca davalı borçlunun ağabeyi ve vekili avukat … … …’in adresinin borçlu vekili olarak adı geçen avukata çıkarılan tebligatın 26/06/2009 tarihinde birlikte daimi çalışanı olarak yine …’e yapıldığı, gerekçeli kararın da 28/08/2009 tarihinde daimi çalıştığını beyan eden …’e tebliğ edildiği yine davacının temyiz dilekçesinin de 29/09/2009 tarihinde birlikte çalıştığı şerhi ile …’e tebliğ edildiği bu durumda hem 3. kişi …’ın vekili olarak dava konusu taşınmazı alan ve satan kişi hem de borçlunun ağabeyinin daimi çalışanı olan kişinin adı geçen … olduğunun anlaşıldığından bahis ile davalı borçlu ve 3. kişi … arasında bir tanıdıklık bulunup bulunmadığı araştırılması ve 3. kişinin borçlunun durumunu bilen ya da bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlen-
mesi ile davalı …’nin, … gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalılar … ve …’nin borçlunun ekonomik durumu ile alacaklılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine dair bilgi elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak da davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, bozma sonrası yapılan incelemede davaya konu taşınmazın 3. kişi …’a satışı sırasında bu davalının vekili olarak borçlunun kardeşinin yanında çalışan kişi aracılık etmiş yine bu davalının taşınmazı davalı …’ye satışı sırasında da aracılık etmiştir. Bozmadan sonra getirtilen … kayıtları da bu hususu doğrulamıştır. Bu kişinin böyle bir satışta hem alırken hem de satarken 3. kişi adına vekil olarak etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi 3. kişi olan …’ın, borçlunun doktoru olduğu yönündeki iddia da borçlunun cevap dilekçesinde kabul edilerek tanışıyor olmalarının, davanın nitelemesine etki etmeyeceği yönünde savunma yapılmıştır. Hal böyle olunca izah edilen olaylar birlikte değerlendirildiğinde davalı 3. kişi …’ın borçlu …’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu (İİK. 280/I) nazara alınarak 4. kişi hakkındaki yapılacak inceleme neticesine göre 3. kişi hakkındaki davanın kabulü ya da bedele dönüştürülmesi yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi yanlıştır.
Davalı … hakkında yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükmüne uyulan bozma ilamında …’nin, … gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini, bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiş olmasına rağmen bu konuda da hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Davacı tanıklarından belirtilen hususlara yönelik beyanları sorulmadan, davalı …’nin, …’da başkaca taşınmazı olup olmadığı, yakınlarının yaşayıp yaşamadığı gibi
taşınmaz ve borçlu hakkında bilgi sahibi olmasına etki edecek unsurlar üzerinde durulmadan bu davalı hakkında eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli değildir.
Bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek bulunmamaktadır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … ve …’ye geri verilmesine 24.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.