Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/473 E. 2012/3942 K. 02.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/473
KARAR NO : 2012/3942
KARAR TARİHİ : 02.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın dava dışı . tarafından anahtarı alınmak suretiyle çalınarak kullanımı sırasında meydana gelen kazada hasarlandığını, başvuruya rağmen davalı … şirketince ödeme yapılmadığını belirterek 9.676.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunup, aracın çalınmadığını, ehliyetsiz sürücü tarafından rızaen kullanılırken kazanın meydana geldiğini, hasarın teminat dışında kaldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Daire’nin 28.12.2009 gün, 2009/5638 – 9024 Esas ve Karar sayılı bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, sigortalı aracın dava dışı ehliyetsiz sürücü… tarafından çalındığı sırasında kazaya karıştığının kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile tespit edildiği, hasarın teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 9.676.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine gerekmiştir.
2- Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur
oranı ve gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonuncunda, sanık…’un eylemi hırsızlık olarak kabul edilip atılı suçtan mahkumiyetine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiş, bilahare de CMK.’nun 231/10. maddesi uyarınca geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak düşürülmesine karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 gün, 2011/19-639 Esas ve 2012/30 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği gibi, ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, BK.’nun 53. maddesi anlamında hukuk hâkimini bağlamayacağının kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece, davacı sigortalının ve sürücü…’un olayın sıcağı sıcağına verdiği hazırlık beyanlarından, aracın ehliyetsiz sürücüsü tarafından rızaen alınarak kullanımı sırasında kazanın meydana geldiği, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.4. maddesi uyarınca hasarın teminat dışında kaldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.