Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/4527 E. 2012/5147 K. 25.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4527
KARAR NO : 2012/5147
KARAR TARİHİ : 25.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu … Zeytincilik Gıda San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine borcundan dolayı icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek davalı şirketin … plaka sayılı aracı davalı …’e devir işlemine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Zeytincilik Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti., … ve …’a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemişler ve davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece davacının, davalının tüm malvarlığını elden çıkarttığını ve İİK 280/III maddesinde belirtilen ilanın yaptırılmadığını gerekçe göstererek iptal talebinde bulunduğunu, ancak davalı şirketin tüm malvarlığını devrettiğine dair bir delil sunmadığı, dava konusu aracın davalı şirketin malvarlığının mühim bir kısmını teşkil ettiğini kabul etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dördüncü ve diğer kişiler yönünden tasarrufun iptali İİK’nın 280/I. maddesi uyarınca borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının bu kişilerce bilindiği veya bilinmesini gerektirir açık emarelerin bulunduğu hallerde sözkonusu olmasına, borçlu ile 4. kişi Nihat arasındaki bağı ortaya koyar, borçlunun durumunu ve zarar verme kastının bu kişi tarafından bilinebileceği yönündeki emarelerin iddia ve ispat edilmemiş olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davalarda iptal kararı verilebilmesi için kural olarak borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Alacaklının, borçlanmanın gerçekleştiği tarihteki borçlunun malvarlığına güvenerek işlem yapması gözönüne alınarak, borcun doğumundan önceki tasarruflar iptal davasına konu edilemez. Bu nedenle borcun hangi tarihte doğduğu ve borcun doğumuna ilişkin hukuksal nedenin kaynağının araştırılması gerekir. Borcun doğumu haksız bir eylemden kaynaklanıyor ise haksız eylem tarihinin, hukuki bir işlem ise hukuki işlemin gerçekleştiği tarihin borcun doğum tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda, davacının takip konusu yaptığı alacak çeke dayalı ve 20.12.2008 ve 28.12.2008 keşide tarihli, iptale konu edilen araç satışı ise 24.07.2008 tarihlidir. Bu hali ile tasarruf tarihinin borcun doğumu tarihinden önce olduğu görülmektedir. Nevarki davacı alacaklının borçlu ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki nedeni ile verilen çeklerin keşide tarihinden önceki bir tarihte verildiği iddiası dikkate alındığında davacı ile davalı arasındaki ilişkinin kaynağının belirlenmesi bakımından davacının delillerinin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunun belirlenmesi halinde, İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılarak ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
3-Ayrıca borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı taraf İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinden birine dayanmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal Kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı).
Bu anlamda mahkemece yalnızca İİK.nun 280/III. maddesi yönünden değerlendirme yapılarak davacının, davalının tüm malvarlığını elden çıkarttığını ve İİK.nun 280/III maddesinde belirtilen ilanın yaptırılmadığını gerekçe göstererek iptal talebinde bulunduğunu, ancak davalı şirketin tüm malvarlığını devrettiğine dair bir delil sunmadığı, dava konusu aracın davalı şirketin malvarlığının mühim bir kısmını teşkil ettiğini kabul etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Öncelikle İİK’nun 278/III-2. maddesi uyarınca “kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler” bağışlama hükmünde sayılmış ve bu tasarrufların iyi niyet koşulu aranmaksızın iptale tabi oldukları kabul edilmiştir. O halde, mahkemece 3. kişi yönünden dava konusu aracın satışına ilişkin noter satış senedinin bulunduğu yerden celp edilerek tasarrufa konu aracın tasarruf tarihindeki gerçek değeri tespit ettirilmeli, davalılar arasında 24.07.2008 tarihinde yapılan resmi senetteki alım satım bedelinin saptanacak gerçek değere göre pek aşağı kalıp kalmadığı değerlendirilmeli, 3. kişi konumunda olan alıcının haricen yaptığını iddia ettiği ödemelerin varsa ancak banka hesap hareketleri gibi resmi ve yasal delillerle kanıtlanabileceğide göz önünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
Bunun yanında İ.İ.K’nun 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılasını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir. Dava konusu … (satıştan sonra 11 DS 746 ve 16 VT 256 plaka tecilli) plaka sayılı aracın davalı borçlu şirketin ticari işletmesine dahil olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Dairemizin 2011/11428 esas sayılı dosyasında inceleme konusu yapılan tasarrufun iptali davası ile davalı borçlu şirketin işletmesine dahil bir başka aracını sattığı görülmektedir. Bu bakımdan şirketin başka araçlarının olup olmadığı belirlenmeden ve az yukarıda belirtilen madde kapsamında dava konusu aracın ticari işletmenin tamamını veya mühim bir kısmını teşkil edip etmediği hususu üzerinde yeterli araştırma yapılmadan, ticari işletmenin faaliyet alanı, satılan malın niteliği ile gerektiğinde uzman bilirkişiden görüş alınmak ve borçlu defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle İİK’nun 280/son maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.