Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/4220 E. 2012/10108 K. 26.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4220
KARAR NO : 2012/10108
KARAR TARİHİ : 26.09.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın, müvekkili sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı araç ile çarpışması nedeniyle meydana gelen kaza sonucu ödenen hasar bedelinden araç … poliçesi kapsamında tahsil edilen tazminat bedeli ve aracın sovtaj bedelinin düşülmesinden sonra kalan 36.500 TL rücuen tazminat alacağının sigortalıya ödeme tarihi olan 04.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya sigortalı aracın hasarlanmasına sebep olan ikinci kazada davacıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu ve hasar bedelinin istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre ilk çarpışmanın dava konusu hasara yol açan ikinci çarpışmadaki rolüne göre davalıya ait araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu sayılması gerektiği, bu kusur oranına göre davacının talep edebileceği alacağın 21.900 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 21.900 TL rücuen tazminatın sigortalıya ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya ait araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda ise davalıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, kusur oranları arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan rapor alınmış; raporda davalıya ait araç sürücüsünün %60 kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu kusur oranı hükme esas alınmıştır. Mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti’nden yeni bir rapor alınarak raporlar arasındaki çelişki giderilmeden son alınan kusur raporu uyarınca karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 26.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.