Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/4154 E. 2012/5240 K. 26.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4154
KARAR NO : 2012/5240
KARAR TARİHİ : 26.04.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün 2005/6164 Takip sayılı dosyasında trafik kaydına 17.11.2006’da haciz konulan 33 SN 104 plaka sayılı aracın üçüncü kişi tarafından noterde yapılan sözleşme ile 16.09.2004’te satın alındığını, mülkiyetin davacıya geçtiğini, 1 yıl içinde satış istenmediğinden haczin düştüğünü, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile yaptıkları başvurunun İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini belirterek 07.05.2007 tarihli kararın ve haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, davacının icra dosyasına yönelttiği istihkak iddiasının reddedildiğini, kaydına haciz konulan araçla ilgili yakalama kararı verildiğini, haczin düşmediğini, 19.02.2007’de de haczin yenilendiğini, öte yandan üçüncü kişinin icra takibinin tarafı olmaması nedeni ile haczin kaldırılmasını istemek yetkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: “satış isteme süresi olan 1 yılın geçmesi nedeni ile dava konusu araç üzerindeki haczin kaldırılmasını isteme yetkisinin takibin taraflarına ait olduğu, davacının bu yetkisinin bulunmadığı, istihkak iddiası reddedilen üçüncü kişinin bunu öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde istihkak davasını da açmadığı “ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; temyiz incelemesi sonucunda Dairemiz tarafından 23.02.2010 gün, 7655–1481 sayılı karar ile “ilk hacizden sonra 1 yıl içinde satış istenmediğinden haczin kalktığı, 2007’de haczin yenilendiği, davanın da bundan sonra açıldığı, davanın süresinde kabul edilmesi gerektiği, Mahkemece süresinde açılan davanın esasının incelenip bir karar verilmesi gerektiği” belirtilerek bozma kararı verilmiş, Mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda: “dava konusu aracın üçüncü kişi tarafından noterde yapılan sözleşme ile kaydına haciz konulmasından önce satın alındığı, mülkiyetin davacıya geçtiği” gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve üçüncü kişi lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından tazminata hükmedilmemesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiği belirtilerek temyiz edilmiştir.
1.Dava konusu araç kaydının takip borçlusuna ait olması nedeni ile haczin konulmasını isteyen alacaklı tarafın kötü niyetinden bahsedilemeyeceği için İİK’nun 97/15. maddesi kapsamında tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal koşullar gerçekleşmediğinden, davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
İstihkak davası kabul ile sonuçlandığına göre nispi karar ve ilam harcının davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
Diğer yandan istihkak iddiasından davanın açılması ile haberdar olan alacaklı tarafın haczin kaldırılması yönünde bir girişimi ya da davayı kabul beyanı bulunmamaktadır. 1086 sayılı HMK’nun 94/2. (6100 sayılı HMK’nun 312/2.) maddesinin uygulanma koşulları gerçekleşmemiştir.
Öyleyse yargılama giderleri ile nispi karar ve ilam harcı ile nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan alacaklı tarafa yükletilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nnu geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Davacı üçüncü kişi vekilinin, yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 2.bendindeki “Alacak miktarından daha az olması nedeni ile dava konusu aracın değeri olan 8.810,00.-TL’sından alınması gereken 523,32._TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 160,10.-TL harcın mahsubu ile bakiye .-TL’nin davalı alacaklıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına” ibaresinin yazılmasına; 3. bendindeki “Maktu harç ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine; “Davacı tarafından dosyaya yapılan peşin harç dâhil toplam (166,30+ 12,00 + 15,00 + 30,00 = 223,30 TL) yargılama giderinin davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, 4.bendindeki “Davacı vekili lehine ücreti vekâlet takdirine yer olmadığına” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davacı vekili yararına aracın değeri üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.057,20.-TL nispi vekâlet ücretinin davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 25.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.