Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/3773 E. 2012/5423 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3773
KARAR NO : 2012/5423
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu … Tekstil Konfeksiyon Giyim San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı …’a onun da davalılar … ve …’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taşınmazların ilk satışında davalı … ile borçlunun, alacaklıyı ızrar kastı ile hareket ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne, diğer davalılar … ve …’in ise taşınmazları iyiniyetle ve bedellerini ödeyerek satın aldıkları gerekçesi ile haklarındaki davanın reddine ve davalı …’ın taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu husu-
sunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir ( Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ). Somut olayda davalılar … ve …’ın taşınmazları bedellerini ödeyerek, iyiniyetle satın aldıkları gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davalıların ortağı oldukları … ile davalı borçlu … aynı işkolunda faaliyet göstermekte olup fabrikaları da aynı sanayi bölgesinde bulunmaktadır. Taşınmazların borçlu şirketten davalı …’a satışı ile davalılar … ve …’a satışı arasında ise sadece bir hafta süre vardır. Taşınmazların tapu kaydında da muvazaaya dayalı olduğu anlaşılan, taşınmazların gerçek değerinin çok üzerinde miktarlı ipotekler dahi mevcuttur. Davalı tanığı …’in ifadesinde taşınmazların doğrudan borçlu şirketten alınmadığı, arada bir kişinin olduğu hususunun davalı … tarafından kendisine bizzat söylendiği de anlatılmıştır. Tüm bu olaylar birlikte değerlendirildiğinde davalılar … ve …’in, davalı borçlu …’in, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu anlaşılmakla bu davalılar açısından da davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle adı geçenler hakkında davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 2.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.