YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3520
KARAR NO : 2012/4701
KARAR TARİHİ : 16.04.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında hasarlandığını, başvuruya rağmen davalı … şirketinin ödeme yapmadığını belirterek ıslâh ile artırılmış toplam 24.000.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişir.
Davalı vekili, kaza ile araçlardaki hasarların uyuşmadığını, ıslâh edilen miktarın zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Yargıtay 11. H.D.’nin 15.09.2008 tarih, 2007/7929 Esas ve 2008/10255 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, zamanaşımı def’i reddedilerek, rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 24.000.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 10.000.00 TL kasko hasar tazminatının tahsilini istemiş, yargılama sırasında verdiği ıslâh dilekçesi ile talebini 14.000.00 TL artırarak toplam 24.000.00 TL’na çıkarmıştır.
Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslâhla artırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Aksi halde, karşı taraf,
Davacı vekili ıslâh dilekçesini 03.05.2010 tarihinde vermiş, 04.05.2010 tarihli celsede davalı vekiline tebliğ edilmiş ve süresi içinde (aynı celsede) ıslâhla artırılan kısım için zamanaşımı def’inde bulunulmuştur.
Somut olayda, kaza 14.10.2005 tarihinde meydana gelmiş, rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya bildirme borcunun doğduğu TTK.’nun 1299. maddesi yollamasıyla aynı Yasa’nın 1292. maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.1. maddesi hükmünde belirtilen tarihten itibaren TTK.’nun 1268. maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra davanın ıslâh edildiği anlaşılmakla, ıslâh ile artırılan miktarın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.