Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/3266 E. 2012/9640 K. 20.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3266
KARAR NO : 2012/9640
KARAR TARİHİ : 20.09.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (alacaklı) vekili, … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/17539 sayılı Takip dosyasında yapılan 12.04.2011 günlü hacze konu menkullerin borçluya ait olduğunu belirterek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı (üçüncü kişi) vekili, davacının haciz adresindeki iş yerini 10.07.2009’da kiralayarak 12.08.2011’de Vergi Dairesi’ne başvurduğunu, burada şirket ana sözleşmesinde 2001 yılında yapılan değişiklik doğrultusunda faaliyet alanına uygun olarak çalıştığını, belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişinin 2009 yılından beri faaliyet gösterdiği yerde yapıldığı, burada ödeme emrinin tebliğ edilmediği ve ticaret sicil kayıtlarına göre de borçlu ile ilgisinin bulunmadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. maddesi uyarınca “istihkak iddiasının reddi” davası olarak açılmıştır.
Davalı üçüncü kişi ve borçlu şirketler aynı alanda faaliyet göstermektedir. Borçlu 16.000,00.-TL değerinde malı borcun doğumundan sonra düzenlenen fatura ile üçüncü kişiye devretmiştir.
Davacı alacaklı yapılan devrin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlem olduğunu iddia etmektedir.
Muvazaa iddiası karşısında öncelikle borçlunun ticari kapasitesinin belirlenip, devredilen eşyaların İİK’nun 280/son maddesi kapsamında ticari emtiasının önemli bir bölümünü teşkil edip etmediği saptanmalıdır. Bundan sonra da fatura bedelinin ne şekilde ödendiği üzerinde durulmalıdır. Bu konular ise iki şirketin ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak uzman bilirkişi incelemesi ile tespit edilmelidir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 20.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.