YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3217
KARAR NO : 2012/3951
KARAR TARİHİ : 02.04.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın meydana gelen kazada pertotal olduğunu, başvuruya rağmen davalı … şirketinin ödeme yapmadığını belirterek 51.800.00 TL sigorta bedelinin ve 288.00 TL tespit masrafının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, prim taksitleri vadesinde ödenmediğinden poliçenin bildirimsiz iptal edildiğini, talebin fâhiş olduğunu ve temerrüde düşmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, primin ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderilmeden ve alınan primler iade edilmeden yapılan tek taraflı feshin geçersiz olduğu, hasarın teminat kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, 41.261.30 TL hasar bedeli ve 288.00 TL tespit masrafının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın, davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve dava dışı Fortis Bank A.Ş. Ordu Şubesi’nin dain ve mürtehin olarak poliçede gösterildiği anlaşılmaktadır.
TTK.’nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükme gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Dosyada mevcut, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı bankanın 14.12.2009 tarihli yazısında, “Araç üzerinde bankamızın dain mürtehin hakkı mevcut olup, alacağımız devam etmektedir. Dava sonunda davalı şirket aleyhine karar verilmesi durumunda, davalı tarafından ödenmesi gereken sigorta bedelinin bankamıza ödenmesine karar verilmesi kaydı ile davaya muvafakat etmekteyiz.” denilmiştir. Muvafakat şarta bağlı olamayacağı gibi, sigorta tazminatının davacı sigortalıya ödenmesine açıkça rıza gösterilmesini de kapsamalıdır.
Bu durumda mahkemece, dava dışı bankanın sigorta tazminatının davacıya ödenmesine açıkça muvafakati sağlanamadığından, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre:
a)- Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, pertotal olan aracın dava tarihindeki 51.800.00 TL kasko değerinden 10.000 TL sovtaj bedeli mahsup edilerek 41.800.00 TL hasar bedeli belirlenmiş, mahkemece, bu miktardan 538.70 TL iade edilen poliçe prim bedeli de indirilerek kalan 41.261.30 TL hasar bedeline hükmedilmiş ise de rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek yeni bir bilirkişi kurulundan, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, hurdaya ayrılmasının gerekip gerekmediği, tamir ekonomik değil ise aracın kaza tarihindeki 2. el rayiç değerinin ve sovtaj bedelinin belirlenmesi yönünden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
b)- Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.1. maddesine göre, sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp, hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla, sigortalı araçtaki hasarın belirlenmesi bir incelemeyi gerektirmektedir. Mahkemece, davalı … şirketinin temerrüt tarihi araştırılmadan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, 288.00 TL tespit masrafının yargılama giderleri arasında gösterilip hüküm altına alınması gerekirken, müddeabihe dahil edilerek karar verilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.