Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/2796 E. 2012/9267 K. 13.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2796
KARAR NO : 2012/9267
KARAR TARİHİ : 13.09.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, … 1.İcra Müdürlüğü’nün 2007/13573 sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkiline ait taşınmazda yapıldığını, borçlunun müvekkilinin damadı olduğunu, kızının müvekkilinin yanında borçludan ayrı yaşadığını, alacaklı şirketin tasfiye halinde olup hükmü şahsiyetinin kalmadığını, bu nedenle yapılan haciz işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı temlik alacaklı vekili, borçlunun davacı 3.kişinin kızı ile halen evli olduğunu, haciz sırasında borçlunun eşinin hazır bulunduğunu, davacının aynı binada 8 numaralı dairede ikamet ettiğini, haczin ise 3 numaralı dairede yapıldığını, 3.kişinin çağırılması üzerine haciz mahalline geldiğini istihkak iddiasının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu savunarak davanın reddine istemiştir.
Davalı borçlu duruşmada, haciz adresinde ikamet etmediğini itirazın iptaline yönelik dava açtığını beyan etmiştir.
Mahkemece haczin ödeme emri tebliğ edilen yerden farklı bir adreste yapıldığı, haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, haczin davacıya ait tapulu taşınmazda yapıldığı, davalı tanığı ile davacı arasında husumet bulunduğundan beyanına itibar edilemeyeceği, mahcuzların
davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96.vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Davacı 3.kişi, borçlunun kayın pederi olup borçlu damadı ile kızının aynı yaşadığını, kızının haciz adresinde kendi yanında kaldığını ileri sürmüştür. Haczin yapıldığı taşınmaz tapuda davacı adına kayıtlı ise de davacı 3.kişinin haczin yapıldığı “… … Cad. … Apt. No:3 …/…” adresinde değil “… … Cad. … Apt. No:8 …/…” adresinde oturduğu resmi mercilerce düzenlenen 16.10.2010 tarihli arama tutanağı içeriği ile sabittir. Haciz sırasında borçlunun eşi hazırdır. O halde haciz ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmamakla birlikte tüm bu olgular karşısında mülkiyet karinesinin 3.kişi yararına olduğundan söz edilemez. Davacının dayandığı faturalar borcun doğumundan sonraki tarihli olduğu gibi bunlardan 15.10.2008 tarihli faturada davacının adresi No:8 olarak belirtilmiştir.
Bu durumda haciz adresinde borçlunun eşi ile birlikte ikamet ettiği, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik olduğu, alacaklı yararına olan mülkiyet karinesi aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 13.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.