Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/2553 E. 2012/4698 K. 16.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2553
KARAR NO : 2012/4698
KARAR TARİHİ : 16.04.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı … şirketi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi. Gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların maliki ve sigortacısı olduğu aracın, müvekkili şirkete ait bir adet enjekte direği kırarak telefon kablosuna takmak suretiyle hasara neden olduğunu belirterek 1.982.16 TL’nın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Davalı … şirketi vekili, araç, müvekkili şirkete ihtiyari mali sorumluluk sigortalı olup, trafik sigortası limitleri içinde kalan zarardan sorumlu bulunmadıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Daire’nin 25.10.2010 tarih, 2010/10088 – 8783 Esas ve Karar sayılı bozma ilâmına uyularak yapılar yargılama sonunda, borcun ödenmesi nedeniyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı … şirketi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilâmında, “Hükmedilen tazminat miktarının trafik sigortası teminat hadlerinde kalması ve İMSS Genel Şartlarının 1. maddesi uyarınca davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek,
aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre, zarar veren araç ticari nitelikte kamyon olduğundan, TTK.’nun 3. maddesi uyarınca hükmedilen tazminata avans faizi uygulanması gerekirken yasal faize karar verilmesi de isabetli değildir.” denilmiştir.
Bozma öncesi verilen karara istinaden ve temyiz aşamasında, dava konusu alacağın tüm fer’ileriyle birlikte davalı … şirketi tarafından icra tehdidi altında davacıya ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ödenen miktarın istirdadını ortadan kaldırır nitelikte ve bozmaya aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı … şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalı … şirketine geri verilmesine 16.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.