Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/2453 E. 2012/12115 K. 06.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2453
KARAR NO : 2012/12115
KARAR TARİHİ : 06.11.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu …’nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı iki taşınmazın 1/2 hissesini 21.4.2009 ve 27.4.2009 tarihinde davalı …’a sattığını belirterek tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin davalı borçlu ve babasına ait … Gıda Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.nden alacağı olduğunu bu alacağına mahsuben dava konusu taşınmazları 180.000,00 TL karşılığında aldığını, satış bedelinin 160.000,00 Tl.si ile borçluların ipotek borcunun ödendiğini, bakiye 20.000,00 Tl.nin de müvekkilinin alacağından mahsup edildiğini, aciz vesikası sunulmadığını, dava konusu taşınmazların müvekkili tarafından 11.6.2009 tarihinde dava dışı …’ya satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Borçlu savunma yapmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazların dava dışı 3. kişi …. adına kayıtlı olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptaline ilişkindir. Bu davaların amacı İİK 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmetmektir. İİK 282. madde gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka kötüniyet sahibi 3. kişiler aleyhine de iptal davası açılabilir. Aynı yasanın 283/1-2. maddelerinde iptal davasının sabit olması halinde davacının davaya konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde edeceği dava konusu taşınmaz ise davalı 3. kişi üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği, 2. fıkrada ise iptal davası 3. kişinin elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa bu değer nispetinde davacının alacağından fazla olmamak üzere 3. kişinin nakden tazmine mahkum edileceği belirtilmiştir.
Dava konusu malı, borçludan devralan 3.kişi bunları dava sırasında hatta davadan önce bir başkasına satmak, bağışlamak gibi tasarruflarla elinden çıkarmışsa, davacı alacaklının iki seçeneği vardır. Birincisi, taşınmazı 3.kişiden devralan kişiye de iptal davasını yöneltmek; ikincisi, İİK.nun 283/2. maddesi uyarınca 3.kişiden nakten tazminat isteminde bulunmaktır.
Somut olayda dava konusu iki adet taşınmaz 21/4/2009 ve 27/4/2009 tarihlerinde borçlu tarafından davalı …’a onun tarafından da eldeki davadan önce 11/6/2009 tarihinde dava dışı 4. kişi …’ya satılmıştır. Davacı davasını 3. kişi …’a yönelttiğinden öncelikle davacıya dava konusu taşınmazların davadan önce 4. kişi …’ya satılmış olması nedeniyle son malik … aleyhine dava açıp açmayacağının sorularak, açtığı takdirde … aleyhine açılacak davanın bu dava ile birleştirilmesi, açılmadığı takdirde davalı … hakkındaki davanın İİK 283/2. madde gereğince bedele dönüştüğü göz önüne alınarak işin esasının incelenmesi ve dava konusu tasarrufların İİK 277, 278, 279 ve 280. maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının tespitine yönelik tarafların tüm delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.