Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/2164 E. 2012/5538 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2164
KARAR NO : 2012/5538
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalı taraf aracının müvekkiline ait araca çarparak hasarlandığını, bir kısım davalıların murisi M.. B..’nın olaydan 4 saat sonra yapılan ölçümde 2.10 promil alkollü olduğunun tesbit edildiğini şeride tecavüz kusurunu işlediğini tesbit raporuna göre müvekkilinin aracında 36.700,80 TL tutarında hasar bulunduğunu davalı sigorta şirketinin diğer davalıların murisine ait aracın trafik ve İMSS şirketi olduğunu belirterek şimdilik 10.000 TL tazminatın davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı A.. Sigorta AŞ. vekili davanın zamanaşımına uğradığını sigortalının kusuru oranında azami 6.000 TL poliçe limiti ile sorumlu olduklarını, kusuru hasar miktarını kabul etmediğini temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar G.., N.., M.. S..r, Y.. ve G.. B.. vekilleri davanın zamanaşımına uğradığını kusuru, hasar miktarını, tesbit raporunu kabul etmediğini aynı olaya ilişkin Üsküdar 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/167 Esas sayılı dosyasında davacı aracının sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle mahkumiyetine karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalılar karşı aracın işleteni ve sürücüsü M.. B..mirasçıları ile davalı taraf aracının ZMSS şirketidir.
Somut olayda 10.3.2007 tarihinde saat 21.30 da meydana gelen iki araçlı trafik kazasında davalı taraf aracının sürücüsü ve işleteni M.. B..ölmüş, kaza anında araçta yanında bulunan H.. B..ile davacı şirkete ait aracın sürücüsü S.. T..yaralanmışlar her iki araçta hasarlanmıştır.
BK.nun 41.maddesinde haksız fiil tanımlanmış 60.maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemi ile açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Buna karşılık 2918 sayılı KTK.nun 109/1.meddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşamı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri içinde geçerlidir.” Hükmüne yer vermiştir. Maddenin özellikle 2.fıkrasında “dava cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanışımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, BK.nun 60 ve 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından bir yıl yerine, iki yıl olarak öngörülmesidir. 2918 sayılı kanunun anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar içinde gerçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması yada zarar görenin o davada tazninat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, sözkonusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK.nun 10.10.2001 gün 2001/19-652 ve HGK.nun 16.4.2008 gün ve 2008) 4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan hukuksal ve ilkeler ışığında somut olayda 1 kişi ölmüş, birden fazla kişi yaralanmıştır. Olay tarihi itibariyle 5237 sayılı KTK.nun uygulanması gerekir. 5237 Sayılı Yeni TCK.nun 66.maddesine göre bir ölü veya bir yaralı varsa zamanaşımı süresi 8 yıl birden fazla ölü ile bir ölü ve bir veya birden fazla yaralı olması halinde zamanaşımı süresi 15 yıldır. 10.3.2007 tarihinde davaya konu trafik kazası meydana gelmiş davacı vekili tarafından ceza zamanaşımı süresi içinde 18.1.2011 tarihinde iş bu dava açılmıştır.
Bu durumda mahkemece davada uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması ve davanın süresi içinde açıldığnın kabulü ile işin esasına girelerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın zamanışımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Kabulü göre de; AAÜT.nın 3/2 maddesi hükmüne göre “müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her bir ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” Somut olayda davalı sigorta şirketi ile diğer davalılar M.. B.. miraçları dava ve duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirmişlerdir. Dava tüm davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir.
Bu durumda mahkemece davalılar hakkındaki davanın ret sebebi ortak (aynı) olduğundan, davalılar vekilleri lehine tek bir maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı sigorta şirketi vekili için ayrı, davalı M.. B.. mirasçıları vekili için ayrı vekalet ücretine karar verilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ:Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı K..Oto. Gıda Day. Tük. Mad. Konf. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 3.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.