Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/15012 E. 2014/6280 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15012
KARAR NO : 2014/6280
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2012
NUMARASI : 2010/1783-2012/260

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi şirket temsilcisi, Bakırköy 9.İcra Müdürlüğünün 2010/7778 sayılı takip dosyasından, 09.11.2009 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile satın alınan 59 HL 700 plakalı aracın trafik kaydı üzerine satıştan sonra haciz konulduğunu belirterek, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu aracın mal kaçırma amacı ile davacı şirkete satıldığını, borçlu ve davacı şirket ortakları arasında organik bağ olduğu ve aracın borçlu elinde fiilen haczedildiğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ve borçlu şirketlerin ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, davacı şirkete ait aracın borçlu şirkete aitmiş gibi haczedildiğini, muvaza iddiasının bu dava da incelenmeyeceğini ayrı bir davanın konusu olacağından bahisle istihkak davasının kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava dayanağı takip çek 30.10.2009 tarihli olup, dava konusu araç fiilen 28.11.2010 tarihinde haczedillmiştir. Davacı aracı bu tarihten önce noter satış sözleşmesi ile 09.11.2009 tarihinde satın almış ise de davacı 3.kişi ile borçlunun şirket ortakları arasında organik bağ olduğu dosya içeriği ile sabittir. Bu durumda davacının borcun varlığından haberdar olduğu ve alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı olarak satışın gerçekleştiği ortadadır.Davacı 3.kişi ile borçlu arasındaki görünürdeki noter satış sözleşmesi alacaklının haklarını etkilemez.
Öte yandan, alacaklı araç satışının danışkılı olduğunu savunmuştur. Bu savunmanın incelenmesi için alacaklının mutlaka İİK’nun 277 ve onu izleyen maddeler uyarınca ayrıca tasarrufun iptalini dava açarak istemesi gerekli değildir. Diğer bir deyişle danışık iddiası gerek dava gerekse savunma yolu ile ileri sürülebilir. Danışıkta savunma yolu ile ileri sürüldüğünde mahkemece dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir. Bu yoldaki Yargıtay uygulaması kararlılıkla sürmektedir.(HGK 22.10.1989 gün 679-774)
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacı 3.kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle,davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 22.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.