Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/15010 E. 2014/6279 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15010
KARAR NO : 2014/6279
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2012
NUMARASI : 2011/323-2012/85

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, Adıyaman 2.İcra Müdürlüğünün 2010/5512 sayılı takip dosyasından, davacı şirkete ait olan malların 09.12.2011 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı ve borçlu şirket ortakları arasında organik bağ olduğu, icra emrinin haciz adresine tebliğ edildiğini ve her iki şirketin mal kaçırma amacı ile birlikte hareket ettiklerinden haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davacıya ait işyerinde haciz yapıldığı, hacizli malların faturalarının davacı adına düzenlendiği, hacizde haczedilen malların özelliklerinin belirtilmediği ancak işyerindeki tüm malların davacı 3.kişi şirkete ait olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 09.11.2011 tarihinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve borçlu A.F.İ. huzururda yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi anılan borçlu dolayası ile davalı alacaklı yararındır. Davacı 3.kişinin karine aksini kesin ve güçlü delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Takip dayanağı borç 24.08.2007 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı 3.kişi şirket bu tarih ve takipten sonra haciz adresinde yani borçlu adresinde 10.01.2011 tarihinde borçlu A. F.İ. ve akrabası tarafından kurulmuştur. Sunulan fatura ve belgeler bu tarihten sonra düzenlenmiştir. Yapılan işlemler alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklu işlem niteliğinde olup alacaklının halkarını etkilemeyecektir.
Bir an için danışıklılığın söz konusu olmadığı düşünülse dahi, yapılan böyle bir işlem işyeri devri niteliğindedir. İşyeri devrinin İİK’nun 44.madde koşullarına uygun olarak yapıldığı iddia ve ispat edilmediği gibi, BK’nun 179 (YBK’nun202).maddesi gereğince iş yerini devir alan davacı devir aldığı işletmenin borçlarından sorumludur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 22.04.2014 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.