Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/14595 E. 2014/2819 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14595
KARAR NO : 2014/2819
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Ortaköy(Aksaray) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2012
NUMARASI : 2010/73-2012/360

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Göksal vekili ile davalı Davut ve Musa tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı Fadime vekili, davalı borçlu Davut aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı Musa’ya onun da davalı Göksal’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı Göksal vekili ile davalı Davut ve Musa davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmaz satışlarının muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve davalı Davut tarafından davalı Musa’ya yapılan satışın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı Göksal vekili ile davalı Davut ve Musa tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ile ilgili olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK.md.76).
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece herhangi bir niteleme yapılmaksızın yazılı şekilde davanın borçlunun yaptığı ilk tasarruflar açısından kabule karar verilmiştir.
Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte
iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, İİK 277 vd maddeleri kapsamında, davalı taşınmazların davalı Musa’dan sonraki maliklerini davaya dahil edip etmeyeceği hususunu davacıdan sorarak şayet davaya dahil edilirse o kişilerin de varsa delillerini toplamak, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlendiğini ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmış olmadığını, Kanun’un, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bıraktığını (İİK. m. 281 ), bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceğini ( Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı) gözden uzak tutmadan delilleri ve iptal koşullarını değerlendirmek şayet taşınmazların sonraki malikleri davaya dahil edilmez ise davanın bedele dönüşeceğini kabul ederek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Yazılı gerekçelerle ve eksik inceleme sonucu infazda tereddüt oluşturacak şekilde, davanın kabulüne ancak yalnız Musa’ya yapılan tasarruflarla ilgili hüküm tesisi isabetli değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Göksal vekili ile davalı Davut ve Musa’nın temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı yönlerden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Göksal, Davut ve Musa’ya geri verilmesine 03/03/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.