Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/14129 E. 2012/13933 K. 12.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14129
KARAR NO : 2012/13933
KARAR TARİHİ : 12.12.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, … İcra Müdürlüğü’nün 2009/1697 sayılı Takip dosyasında yapılan 13.08.2009 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: “davanın 16.07.2010’da ilk kez işlemden kaldırılması kararından sonra davacı vekilinin 03.04.2012 tarihindeki celseye gelmediği, mazeret bildirmediği, davalı vekilinin davayı takip etmeyeceğini bildirmesi nedeniyle HMK’nun 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için aranan koşulların gerçekleştiği“ gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava, 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde açılmış, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden önce 16.07.2010’da ilk kez işlemden kaldırılmış olup davacı vekilinin 03.04.2012 tarihli celseye mazeretsiz olarak katılmaması nedeniyle mahkemece davanın işlemden kaldırılması ile ilgili HUMK hükümleri yerine 6100 sayılı HMK uygulanmıştır.
1086 sayılı HUMK’nun 409/ 1,3, 5, 6. maddesinde: “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.“ düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan madde kapsamında ilk defa işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava (bu) ilk yenilemeden sonra birden fazla takipsiz bırakılamaz. Bir diğer anlatımla 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde bir dava en fazla iki kez takipsiz bırakılabilir.
6100 sayılı HMK’nun 320/4. maddesinde ise: “…(4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. “ düzenlemesi yer almaktadır. Böylece HMK ile basit yargılama usulüne tabi davalarda davanın müracaata bırakılması sayısını kısıtlayan bir düzenleme getirilmiştir.
İstihkak davaları da İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabidir.
Somut olayda çözüme kavuşturulması gereken şey, basit yargılama usulünün uygulandığı istihkak davalarında, 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda 1086 sayılı HUMK. nun 409 maddesinin mi, yoksa 6100 sayılı HMK. nun 320/4 maddesinin mi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK. nun zaman bakımından uygulanma başlıklı 448 maddesi “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır” hükmünü içermektedir. Sözü edilen yasa maddesinin 1086 sayılı yasada karşılığı 578. maddedir. Bu madde hükmüde ” iş bu kanun muhtesep hakları ihlal etmemek şartıyla makabline şamildir.”denmektedir. Buna göre somut olayda 1086 sayılı HUMK. nun yürürlükte olduğu
dönemde yasanın 409/1 bendi bakımından tamamlanmış bir işlem de söz konusu olduğundan kazanılmış hakları ihlal etme yasağı karşısında 6100 sayılı Kanunun uygulanma olanağı bulunmadığı açıktır. Durum bu olunca anılan yasanın 320/4 bendinde belirtilen “işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir.
Öte yandan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 16.07.2010 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK. nun 409 maddesine göre davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinden davanın davacı tarafından ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının 01.10.2011 tarihinden önce açılmış davalarda ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK. nun yürürlük döneminde de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1992/11-702 E, 1993/48 K sayılı kararı da bu yöndedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın 03.04.2012 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı Kanunun 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.