Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/13977 E. 2014/4323 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13977
KARAR NO : 2014/4323
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :05/06/2012
NUMARASI :2011/417-2012/518

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, Ümraniye 2.İcra Müdürlüğünün 2010/19317 sayılı takip dosyasından, davacıya ait işyerindeki malların 16.02.2011 tarihinde haczedildiğini borçlu şirket ile bir ilgilerinin olmadığı, malların başka şahıslardan satın alındığını belirterek İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı şirketin borçlu şirketin devamı mahiyetinde kurulan borçlu ile sürekli organik bağ içinde olan şirket olduğunu, davacının mallarını satın aldığını iddia ettiği E. şirketinin kurucusu V.K.’nın önceden borçlu şirketin işçisi olduğunu, bir dönem çalıştığı borçlu firmanın mallarını alıp davacıya sattıktan sonra yeniden işçiliğe geri döndüğünü, yapılan işlemlerin mal kaçırma amacına yönelik olduğundan, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket yetkilisi, E. şirktenin ortaklarının birisinin akrabası olduğunu ancak, makinelerin davacıya satıldığı bilğisi olmadığını ve davacı firmayı tanımadıklarını beyan etmiştir.
Mahkemece, dava konusu malların 3.kişi elinde ve ticaret sicil adresinde haczedildiğinden mülkiyet karinesinin 3.kişi yararına olduğu, bilirkişi raporuna göre hacizli malalr dava dışı E. firmasından satın alınmış ve bedeli ödendiği, borçlu ve davacı irket ortakları arasında organek bağ olmadığını, davacının 44 işçisi yanında 4 adet borçlu işçsinin davacı yanında çalışmasının bir anlam ifade etmeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Takip dayanağı borç işçilik alacağından kaynaklanmakta olup, dava 13.02.2007 tarihinde açılmıştır. Dava konusu haciz borçlu şirket adresinde yapılmış ise de haciz sırasında hazır bulunan borçlu şirketin eski ortağı olduğu anlaşılan C. K. makinelerin çoğunun eski çalıştığı borçlu firmadan geldiğini belirtmiştir.
Dosya içerisindeki ticaret sicil kayıtlarından, davacı şirketin borcun doğumundan sonra haciz adresinde kurulduğu ve işyerindeki demirbaşları 18.10.2008 tarihinde dava dışı E. şirketinden satın aldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı E. isimli şirket ise yine borcun doğumundan sonra 25.03.2008 tarihinde borçlu ile aynı adreste borçlunun eski işçisi Vural Kaya tarafından kurulmuştur. Haciz sırasında hazır olan eski borçlu ortağı C. K., E. kurucusu V. K. dahil 4 işçi eskiden borçlunun işçisi iken 01.05.2009 tarihinden itibaren davacı şirketin işçileri olmuştur.
Öte yandan 2008 yılında yapılan hacizler sırasında V. K.’nın E. lehine istihkak iddiasında bulunmuş ise de haciz mahallinde borçlu şirkete ait belgeler görülmüştür.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, davacı ve borçlu şirket ortakları arasında organik bağ bulunmamakla birlikte, borçlu şirketin borcun doğumundan sonra işçisi üzerine bir şirket kurarak, borçluya ait makinelerin E. üzerinden davacı şirkete devrinin sağlandığı, yapılan işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı örtülü işyeri devri niteliğinde olduğundan davalı alacaklı yönünden hüküm ifade etmeyeceği açıktır. Biran için devrin danışıklı olmadığı düşünülse dahi borçlu şirketin devamı niteliğinde olan dava dışı E. ile davacı arasındaki 18.10.2008 tarihli satışla
sağlanan işyeri devrinin, İİK’nun 44.madde koşullarına uygun yapıldığı iddia ve ispat edilmediği gibi BK’nun179 (YBK’nun 202) maddesi gereğince işyerini devir alan davacı devir aldığı işyerinin borçlarından sorumludur.
Mahkemece, tüm bu maddi ve hukuki veriler dikkate alınarak davacı 3.kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.