YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13621
KARAR NO : 2014/924
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2012
NUMARASI : 2008/380-2012/106
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını belirtip davalıya yapılan başvurulara rağmen hasar bedelinin ödenmediği bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 27.247,00 TL’nin 13.10.2007 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, rizikonun aracın kiralık olarak kullanıldığı dönemde meydana gelmesi nedeniyle teminat kapsamında bulunmadığını belirtip hasarın fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 12.963,00 TL’nin 01.11.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK.’nun 1290. maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartları”nın C.2.2. maddesi uyarınca, sigorta ettiren kimse sigortacının sözleşme yapılırken gerçek durumu bildiği takdirde sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır koşullarda yapmasını gerektirecek bütün hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğü yerine getirmemiş olması her ne kadar sigortacıya gerçeği öğrendiği tarihten itibaren bir ay içerisinde sigortalının kastı varsa akitten cayma hakkı verirse de, sigortalının kastı yoksa, yani ihlâl kusura dayanıyorsa bu hak rizikonun gerçekleşmesinden sonra kullanılamaz, sigortacının orantılı tazminat ödemesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, dava konusu aracın dava dışı şahsa kiraya verildiği ve kazanın kiracı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında tanzim edilen poliçede aracın rent a car olarak kullanılması halinde teminat dışı olacağına dair özel bir şartın olmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, hususi olarak sigortalanan araç için tahakkuk ettirilen prim ile aracın kiralanarak kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim miktarının, davalı dışındaki sigorta şirketlerinden davacıya ait aracın özellikleri bildirilerek sorulması suretiyle belirlenerek arasındaki orana göre hasardan proporsiyon indiriminin hesaplanması için bilirkişi heyetinden ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı tarafından sunulan emsal sigorta poliçeleri prim tutarlarının ortalaması hesaplanarak aracın kiralık olarak sigortalanması halinde ödenmesi gereken prim tutarının hasar miktarından düşülmesi suretiyle hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 3.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.