YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13382
KARAR NO : 2014/2944
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2012
NUMARASI : 2009/254-2012/208
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Ş.. D..’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 11.9.2006 tarihinde oğlu davalı O.. D..’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapıldığını, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazın davalıların murisinden kaldığını, davalı Osman, murisin borçlarını üstlenerek annesi Şenel’in 1/8 hissesini aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı borçlunun borcu karşılayacak kadar malı olduğu ve aciz halinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi aciz belgesinin varlığıdır. Mahkemece davalı borçlunun borçlunun mevcut malvarlığının 64.759,52 TL borcunun ise dava tarihi itibarıyla 63.874,56 TL olduğu ,bu durumda aciz halinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dosya kapsamından davalı borçluya miras yoluyla intikal eden taşınmazların değeri 64 759,52 TL olup bu taşınmaz hisseleri üzerinde davacının haczinden önce Bucak İcra Müdürlüğünün 18.3.2008 tarih 2008/653 sayılı 5.700,00 TL’lik, 18.3.2008 tarih 2008/652 sayılı 18.500 TL haciz olduğu, 2008/652 sayılı haczi nedeniyle 20.10.2009 dava tarihinde borcun 34.375,53 TL’ye yükseldiği, davacının dava tarihi olan 20.10.2009 tarihinde de takip konusu alacağının 29.493,03 TL’ye ulaştığı anlaşılmaktadır. Borçluya miras yoluyla intikal eden taşınmazların icra yoluyla satışı halinde satış tarihine kadar davacının önündeki hacizlerin miktarı, anılan taşınmazların icrada belirlenen değerlerinin altında satılması, icra ve satış masrafları ile tahsil harçlarının satış bedelinden düşülmesi (%50 gibi düşük bedelle) gibi maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde borçlunun mevcut malvarlığının takip konusu borcu karşılamaya yeterli olmayacağı, dolayısıyla 2.9.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, diğer dava şartlarının da gerçekleşmiş olması nedeniyle, anne-oğul olan davalılar arasındaki dava konusu 11.9.2006 tarihli tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince davacının takip konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.