YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13029
KARAR NO : 2014/3096
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2012
NUMARASI : 2009/160-2012/317
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili ile davalı alacaklılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2008/9831 sayılı takip dosyasından 21.11.2008 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin üretimini yaptığı malların borçlunun mağazasında satıldığını, satışların konsinye satış olduğunu, borçlunun malı sattıktan sonra mal bedelinin müvekkiline ödendiğini, malların mülkiyetinin hiçbir zaman borçluya geçmediğini ileri sürerek mahcuzların ihale ile satışı yapıldığından ihale bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklılar vekili, müvekkilinin haciz adresinin mülk sahibi olup borçlunun icra-i işlemle buradan tahliye edildiğini, mahcuz malların 23.12.2008 tarihli ihalede müvekkilince satın alındığını, davacı ve boçlu arasındaki konsinye satış sözleşmesinin yasal dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece taraflar arasında yapılan konsinye satış sözleşmesinin de TMK’nun 763. vd.maddelerinde düzenlenen mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satış sözleşmesinin şartlarına tabi olması gerektiği sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı ve bu sözleşme uyarınca ifa edilen malların sevk irsaliyesi ve faturalarına “konsinye satıştır” ibaresi düşülmediği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili ile davalı alacaklılar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava, 3.kişinin İİK’nun 96.vd.maddelerine dayalı istihak davasına ilişkindir. Davacı, mahcuz mallarını konsinye satış sözleşmesiyle borçluya sattığını ileri sürmüş, 1.9.2007 tarihli konsinye satış sözleşmesine dayanmıştır. Konsinye satışta, taraflardan biri (bırakan), kararlaştırılan bir bedel karşılığında bir malı diğer tarafa kendi adına ve hesabına satması için ona teslim etmeyi ve diğer taraf da (satış için alan) muayyen bir bedeli ödemeyi veya malı geri vermeyi taahhüt eder. Doktrinde konsinye satışlar için Borçlar Kanunundaki “komisyon” hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Komisyon sözleşmeleri ile herhangi bir şekle bağlı değildir. Bu nedenle konsinye satış sözleşmeleri için de herhangi bir şekil şartı aranmaz. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlu arasındaki 1.9.2007 tarihli konsinye satış sözleşmesi uyarınca dava konusu malların davacı adına satılmak üzere borçluya bırakıldığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile borçlu ile aralarındaki cari hesap hareketleri, faturaları ve sevk irsaliyeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile de sabittir. Bu durumda, dava konusu malların mülkiyeti borçluya geçmediğinden davanın kabulü gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyecek şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı alacaklılar vekilin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklan nedenlerle davalı alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişi ve davalı alacaklıya geri verilmesine 6.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.