Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/1299 E. 2012/4964 K. 19.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1299
KARAR NO : 2012/4964
KARAR TARİHİ : 19.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili davalı ..’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait 201 ada 5 sayılı parsel üzerindeki 2 – 3 -5 ve 10 nolu bağımsız bölümleri davalı ….’e onun da davalı …’e sattığını, 2 – 3 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin ise dava dışı kişilere satıldığını öne sürerek 2 – 3 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden raiç bedellerinin tahsilini 10 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun ise iptalini talep etmiştir.
Davalılar cevap vermemiştir.
Mahkemece davalılar arasındaki yakınlık ve ivazlar arasındaki fahiş fark nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasının ön şartı borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, davacı tarafından borçlunun aciz halini gösterir aciz belgesi ibraz edilmesi ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine Anlaya 2.İcra müdürlüğünün 2001/795 sayılı dosyası ile icra takib yapılmış olduğu bu takibin Alanya İcra Hukuk Mahkemesinin 2006/191-538 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davacı tarafından İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ :Yukarda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 19.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.