YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12975
KARAR NO : 2014/5447
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2012
NUMARASI : 2010/14-2012/114
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı B.. Ş.. ve davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada; davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları aracın, 02.12.2009 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda müvekkillerinden Hakan, Ziynet ve Muhammet’in ağır derecede yaralandıklarını, müvekkillerinin kızı R. A. Y.’un da yaşamını yitirdiğini belirterek, davacı baba Hakan için kızının ölümü nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi, kendisinin yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve oğlu Muhammet’in yaralanması nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne Ziynet için kızının ölümü nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi, kendi yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve oğlunun yaralanması nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı Muhammet için kardeşinin ölümü nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili tarafından 06.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır.
Birleştirilen davada ise; kazaya neden olan aracın trafik sigorta poliçesinin iptal edilmiş olması nedeniyle davalı Güvence Hesabı’na husumet yöneltilerek maddi tazminat istenmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı H.. Y.. için toplam 10.193,00 TL maddi ve oğlunun yaralanması nedeniyle 3.000,00 TL manevi tazminata, kızının ölümü nedeniyle 14.000,00 TL manevi tazminata, davacı Ziynet için toplam 11.415,04 TL maddi tazminat ve kızının ölümü nedeniyle 14.000,00 TL manevi, oğlunun yaralanması nedeniyle 3.000,00 TL manevi tazminata, davacı Muhammet için 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ile davalı B.. Ş.. ve davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazları yönünden; dava, trafik kazası sonucu ölüm ve yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava, kazaya neden olan aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigorta şirketine karşı açılmıştır.
Asıl davanın davalısı Ma. Sigorta A.Ş vekili, diğer davalı B.. Ş..’e ait olan aracın, müvekkiline trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu; ancak, 02.12.2009 tarihinde meydana gelen kazadan önce 28.08.2009 tarihinde sigortalı B.. Ş..’in talebi üzerine sigorta poliçesinin iptal edildiğini ve bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur.
Davacılar vekili, kazaya neden olan aracın trafik sigorta poliçesinin iptal edilmiş olduğunun ileri sürülmesi nedeniyle davalı Güvence Hesabı’na husumet yönelterek ayrı bir dava açmış ve Güvence Hesabı aleyhine açılan dava, eldeki bu dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, “her ne kadar davalı M.Genel Sigorta A.Ş vekili, kazaya neden olan aracın sigorta poliçesini iptal ettiklerini beyan etmişse de davalılardan araç sahibi B.. Ş..’in sigorta poliçesinin iptaline ilişkin başvurusunu gösterir dosyaya herhangi bir kayıt ya da belge ibraz etmediğinden bu savunmaya itibar edilmediği” açıklanarak trafik sigorta poliçesinin geçerli olduğu benimsenmiş olmasına rağmen hüküm altına alınan maddi tazminatlardan hem M.Genel Sigorta A.Ş, hem de Güvence Hesabı birlikte sorumlu tutulmuştur.
Şu durumda; taraflar arasındaki uyuşmazlık ve öncelikle çözümlenmesi gereken husus, kazaya neden olan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunup bulunmadığı, dolayısı ile davalı Güvence Hesabına husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Motorlu araçların neden olduğu kazalarda, zarar gören üçüncü kişilerin hangi durumlarda Güvence Hesabı’na başvurabilecekleri ve hangi zararlardan sorumlu olduğu 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9.maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Anılan düzenlemelere göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) yaptırılmaksızın trafiğe çıkarılan bir motorlu aracın kişiye verdiği zararlar nedeniyle trafik sigortası kapsamında ödenecek tazminat ve tedavi giderlerinden Güvence Hesabı sorumlu bulunmaktadır.
Somut olayda; dava konusu kazaya neden olan aracın, davalı M. Genel Sigorta A.Ş nezdinde düzenlenen trafik sigortası poliçesinin bulunduğu anlaşıldığından ve mahkemenin de gerekçesinde yaptığı açıklamalardan davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen ve kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik sigorta poliçesinin bulunduğunun benimsediği anlaşıldığından, belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca davalı Güvence Hesabına husumet yöneltilerek tazminat istenemez.
Öte yandan; sigorta poliçesinin, sigorta ettirenin isteği üzerine iptal edildiği iddiasının bu sözleşmenin tarafları arasında ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceğine ve bu hususun üçüncü kişi olan davacılara karşı ileri sürülemeyeceğine göre davalı Güvence Hesabı Yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Bu durumda; mahkemece, davalı Güvence Hesabı’nın zarardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığından hareketle davacıların destekten yoksun kalma zararlarının yeniden hesaplattırılması ve davalı Güvence Hesabı tarafından yargılamanın devamı sırasında davacılara ödenen tazminatın güncelleştirme yapılmadan indirilmesi yönünde yeniden aktüer bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken açıklanan bu yönler gözetilmeksin yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı B.. Ş.. vekilinin temyiz itirazları yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı B.. Ş.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
4-Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı anne ve baba yararına kızlarının ölümü nedeniyle takdir olunan manevi tazminatın az olduğu ve dava dilekçesinde, davacı anne ve babanın kızlarının ölümü nedeniyle istemiş oldukları manevi tazminat miktarlarının da ılımlı ve olaya uygun düştüğü görülmüş ve davacı anne ve babanın kızlarının ölümü nedeniyle istemiş oldukları manevi tazminat istemlerinin aynen kabulüne karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün Güvence Hesabı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı B.. Ş.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.240,13 TL kalan harcın temyiz eden davalı B.. Ş..’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı Güvence Hesabı’na geri verilmesine 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.