Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/12860 E. 2013/2691 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12860
KARAR NO : 2013/2691
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı olup davalıya ait aracın alkollü sürücü kullanımında park halinde bulunan 3. kişiye ait araca çarparak hasar verdiğini, hasar tutarı olan 2.021,00 TL’nin hak sahiplerine ödendiğini bildirip kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle ödenen hasar tutarının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kusur ve hasar yönünden düzenlenen bilirkişi raporunu kabul etmediğini, araç sürücüsünün dava konusu aracın kiracısı olduğunu ve kendisiyle bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile davalının Sivas 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6823 sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanan rücuan tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nin 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir.
Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda davalıya ait otomobilin sürücüsü dava dışı … 30.11.2009 tarihinde saat 22:50’de yönetimindeki araçla seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan araçlara çarparak maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet vermiş, sürücünün saat 23:30’da yapılan ölçüme göre 1.46 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkelere göre sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediğinin saptanması gerekir. Mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan 08.08.2011 günlü bilirkişi raporunda yalnızca kusur ve hasar yönünden inceleme yapılmış, davaya konu trafik kazasının oluşumunda alkolün münhasıran etkili olup olmadığı hususu incelenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece aralarında kusur hasar ve nöroloji uzmanının bulunduğu bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu, kaza tespit tutanağındaki veriler, alkol raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin alkol dışında başka unsurlarında ( olumsuz yol, hava, trafik şartları vs) etkili olup olmadığının tespiti hususlarında önceki bilirkişi kurulu
raporunun da irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, somut nedenlere dayalı ve denetime elverişli bir rapor alarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 4.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.