Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/12856 E. 2013/2697 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12856
KARAR NO : 2013/2697
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın …’nun sevk ve idaresinde bulunduğu sırada tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını belirtip hasar tutarının davalı … şirketi tarafından aracın rent a car olarak kullanıldığı gerekçesiyle ödenmediğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 4.000,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 22.11.2011 tarihli dilekçe ile talep sonucunu 12.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili araç üzerinde rehin olduğunu belirtip beyan yükümlülüğüne uyulmaksızın rent a car olarak kullanılan aracın hususi oto olarak müvekkiline sigorta ettirilmesi nedeniyle kasko sigortası genel şartları uyarınca rizikodan sorumlu olmadıkları bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüyle 12.000,00 TL’nin 10.02.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsile karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6762 sayılı TTK.nun 1268. maddesi, genel kural olarak, sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. İşbu iki yılın başlangıç tarihi ise, Borçlar Kanunu’nun, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağını belirten 128/1. maddesindeki genel hüküm karşısında ve TTK.nun 1299 ve 1292. maddeleri gözönüne alındığında, rizikonun gerçekleştiğinin sigortalı tarafından haber alınmasından itibaren, ihbar yapılması gereken beşinci günün sonudur. Dosyadaki belgelere göre kaza, 23/01/2009 tarihinde meydana gelmiş olup zamanaşımı süresinin 29/01/2009 tarihinde başladığı dikkate alındığında ıslah tarihi olan 22/11/2011 tarihi itibariyle ıslah edilen kısım için iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir. Dosya içeriğine göre zamanaşımını kesen ve durduran nedenlerin bulunmadığı, davalı şirket tarafından tazminatın ödeneceği intibaı yaratılarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmıştır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. O halde mahkemece, davalı … şirketinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def’inin kabulü ile ıslah edilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-LBT Varlık Yönetim A.Ş. davada asli müdahil sıfatıyla yer olmasına rağmen kendisinden peşin harç alınmaksızın alınan maktu harçla yetinilerek ve asli müdahilin talebi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.