Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/12809 E. 2013/8497 K. 06.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12809
KARAR NO : 2013/8497
KARAR TARİHİ : 06.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaya olan davacıya çarpışması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak çalışma gücü kaybı için 26.489,66.-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili, davacıya zararı nedini ile ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacının % 13,1 malul, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusurlu olduğu kabul edilerek, çalışma gücü kaybı için 26.489,66.-TL tazminatın 20.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 388. maddesinde belirtilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297). Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK’nın 389. maddelerinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK’nın 381. maddesinde
de “kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Bu kurallar yargıda açıklık ve netlik prensibinin bir gereğidir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı vekilinin dilekçesiyle talep ettiği maddi tazminat miktarlarına hükmedilmiş olup, hükmedilen ve davalı trafik sigortası tarafında yapılan ödemeler toplamı poliçe limiti kadar ve bu limiti aşmamakta olmasına karşın gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu dahilinde olmak üzere” ibaresinin yazılarak infazda tereddüt doğuracak biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/II maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (4 ve 5) numaralı bendinde yer alan “sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu dahilinde olmak üzere” ibaresinin çıkartılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.