Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/11964 E. 2014/11048 K. 10.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11964
KARAR NO : 2014/11048
KARAR TARİHİ : 10.07.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2012
NUMARASI : 2010/723-2012/570

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi ve birleşen dosyalar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2009/4459 sayılı takip dosyasından 03.05.2010 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkiline borçlu şirketten kiralanan maden sahası içindeki maden işleme fabrikasında yapıldığını, fabrika binasının bulunduğu arazi ve binanın borçluya ait olmakla birlikte fabrika içinde bulanan tüm menkullerin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir
Davalı alacaklı vekili, haczin borçlu şirketin şube adresinde yapıldığını, davacı 3.kişinin menkulleri borçlu ile birlikte elde bulundurduğunu, davacı 3.kişi ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, borçlu İ.. S..’un hem borçlu şirket hemde 3.kişinin ortağı olduğunu, şirketler arasında muvazaalı ilişki olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Bu dava ile birleştirilen, alacaklı tarafından açılan istihkak iddiasının reddi davasında, davacı alacaklı vekili, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2009/4459 sayılı takip dosyasından 03.05.2010 tarihinde haczedilen menkullerin gerçekte borçluya ait olduğunu, 3.kişi ile borçlu arasında organik bağ ve muvazaalı ilişki bulunduğunu, istihkak davası açmak üzere icra müdürlüğünce kendilerine süre verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen diğer davada ise davacı alacaklı vekili, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2009/4459 sayılı dosyasından 03.05.2010 tarihinde haczedilen menkullerin muhafazası için talepte bulunulduğunu, talebin 16.09.2010 günlü müdürlük kararı ile reddedildiğini ileri sürerek anılan müdürlük kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece borçlu İ.. S..’un hem borçlu şirketin, hem de 3.kişi şirketin ortağı olduğu, aynı adreslerde faaliyet gösterdikleri, 3.kişi şirketin borcun doğumundan hemen önce kurulduğu, aralarında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapılan muvazaalı işlemler bulunduğu gerekçesiyle 2010/723 esas sayılı asıl davanın (istihkak davasının reddine) karar verilmesine yer olmadığına; 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca madenlerin işletilmesinde gerekli olan her türlü alet, makine, nakil vasıtası, bir senelik işletme malzemesinin haciz ve muhafaza edilemeyeceği gerekçesiyle alacaklının 2010/1123 esas sayılı şikayet davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili ile birleşen dosyalar davası alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3.kişi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Birleşen davalar davacısı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
a-Birleştirilen şikayet davacına yönelik temyiz incelemesinde;
Davalar, 3.kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddine davacı ve de muhafaza talebi icraca reddedilen alacaklının, redde ilişkin müdürlük kararının kaldırılması istemiyle şikayet başvurusu niteliğindedir.
İstihkak iddiası, haczedilen bir mal, hak veya alacak üzerinde icra takibinin tarafı dışındaki bir üçüncü kişinin mülkiyet ya da rehin gibi bir hakkının bulunduğunu ileri sürmesidir. Bu iddia ile ilgili üçüncü kişi ya da takip alacaklısına İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dahilinde basit yargılama usulü uygulanır.
Şikayet ise kendine özgü bir denetim yolu olup, adli işlem niteliğindeki icra müdürlüğü işlem ve kararlarının icra hakimliğinin kararı ile değiştirilmesini ya da iptalini olanaklı kılmaktadır
Şikayet HUMK’nun 178. vd. maddeleri anlamında bir dava değildir ve istihkak davaları ile aralarında ulaşılmak istenen amaç, süre, harç, görev, yetki, taraflar, konu ve dayanılan hak yönünden de önemli farklar bulunmaktadır.
Somut olayda 03.05.2010 günlü hacze ilişkin olarak hem 3.kişi tarafından, hem de alacaklı tarafından istihkak davaları açılmış, öte yandan alacaklının haczedilen eşyaların muhafazası talebinin icra müdürlüğünce reddine dair kararın kaldırılması istemiyle şikayet yoluna da başvurulmuştur. Şikayet başvurusu da istihkak davalarının açıldığı mahkemeye yöneltilmiş, istihkak davaları ve şikayet başvurusu aralarında bağlantı olduğu gerekçesiyle re’sen verilen kararla birleştirilmiştir.
Bir dava niteliğinde olmayan şikayet başvurusu ile istihkak davalarının birleştirilerek incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. Usul hükümleri ise kamu düzeni ile ilgili olup re’sen gözetilmesi gerekir.
Yapılması gereken şey, şikayet başvurusu ile ilgili dosyaya ilişkin ayırma kararı verilmesinden ibaret iken bu husus gözetilmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
b-Birleştirilen istihkak iddiasının reddi davasın yönelik temyiz incelemesinde ise,
Dava konusu haciz 03.05.2010 tarihinde talimatla yapılmış, asıl icra müdürlüğünce haczin 3.kişinin adresinde yapılmış olması nedeniyle istihkak davası açmak üzere alacaklı tarafa süre verilmiştir. Alacaklı da hem istihkak iddiasının reddi davası açmış, hem de istihkak davası açmak üzere kendilerine süre verilmesine dair müdürlük işleminin iptali için şikayet başvurusunda bulunmuştur. İstihkak iddiasının reddi için açılan davada yargılama devam ederken, şikayet davasında, alacaklıya süre verilmesine dair müdürlük kararının iptaline (kaldırılmasına) karar verilmiştir. Mahkemece bu durum gerekçe gösterilerek istihkak iddiasının reddi davasının konusuz kaldığından bahisle dava (istihkak iddiasının reddi davası) hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Şöyle ki icra müdürlüğü işleminin şikayet başvurusu sonuçlansa bile bu durum ayrı usule tabi olan istihkak iddiasının reddi davasını etkilemez, istihkak davasının konusuz kalması sonucunu doğurmaz, mahkemece alacaklı tarafından açılan istihkak iddiasının reddi davası hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davalar davacısı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL kalan harcın temyiz eden asıl dava davacı 3.kişiden alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleşen dosya davacısına geri verilmesine 10.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.