YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11864
KARAR NO : 2014/1630
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2012
NUMARASI : 2011/891-2012/501
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Ankara 31.İcra Müdürlüğü’nün 2010/14961 sayılı takip dosyasından 15.6.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, borçlunun müvekkili şirketin ortağı olup ortağın şahsı borçları nedeniyle şirket mallarının haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haczin senet adresinde yapıldığını, ödeme emrinin de bu adreste tebliğ edildiğini, mahalde borçluya ait belgeler bulunduğunu, davacı 3.kişi şirketin ve borçlunun aynı vekil tarafından temsil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece haczin davacı şirket adresinde yapıldığı, borçlunun davacı şirket ortağı ve yetkilisi olduğu, şirket ortağının şahsi borcu nedeniyle şirket mallarının haczedilemeyeceği davacı şirketin sunduğu faturalardan mahcuzların davacıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Haciz, borçluya ödeme emri tebliğ edilen, takip konusu senette yazılı adreste, borçlunun huzurunda yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Takip borçlusu M.. Y.., davacı 3.kişi şirketin büyük hisseli ortağıdır. Takibin dayanağı olan 1.4.2010 keşide tarihli senet ise malen düzenlenmiştir. Borcun şirket borcu olduğu ortadadır. Bu durumda artık şirketin, şirket ortaklarının şahsi borçlarından sorumlu olmadığından söz edilemez. Davacı şirketin dayandığı faturalar ise borcun doğumundan sonraki tarihli olduğu gibi misli nitelikte olup hacizli mallara ilişkin olup olmadıkları kesin olarak tespit edilememektedir. Bu halde karine aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edemeyen 3.kişi şirketin davasının reddi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 13.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.