Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2012/11271 E. 2014/815 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11271
KARAR NO : 2014/815
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ :Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :12/04/2012
NUMARASI :2010/396-2012/238

Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2009/11447 sayılı takip dosyasından, 31.03.2010 tarihli borçlu şirketin fabrikasında yapılan haciz sırasında 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3.kişi vekili, fabrika binasının ayrılmaz parçaları ve eklentileri ile birlikte Hasan Kırmızıdam’a ait olduğunu ve davalı şirketin bu şahıstan kiraladığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, haczin borçlu şirket adresinde yapıldığı, borçlu ve 3.kişi şirket arasında organik bağ bulunduğunu yapılan işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İ.İ.K’nin 99.maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.
1-Dava konusu 31.03.2010 tarihli haciz sırasında hazır bulunan H. K., işyerini borçludan gayrimenkul satışvadi sözleşmesi ile satın aldığını, borçludan kendisinin de alacağı olduğunu ve kendisine ait şirketin Kırmızıdam Ltd. Şti olduğunu beyan etmiştir. 3.kişi tarafından yapılan bu beyan, istihkak iddiasının 3.kişi şirket lehine yapılmış algısı yaratmış ise de yapılan yargılama sırasında istihkak iddiasının Hasan Kırmızıdam lehine yapıldığı anlaşılmaktadır.
Alacaklı tarafından açılan bu tür davalarda mülkiyet hakkına dayanan 3.kişi, zorunlu yasal hasım olduğundan ve somut olayda hasımda yanılma olduğu anlaşıdığından, davanın H. K.’a yöneltilerek anılan şahsın davalı olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de, dosya içerisindeki belgelerden ve Ticaret Sicil kayıtlarından, davalı 3.kişi şirket ve borçlu şirket ortakları arasında başlangıçta organik bağ bulunduğu sabit ise de borcun doğumundan önce bu organik bağın sona erdiği, haczin yapıldığı taşınmaz üzerindeki fabrika ve demirbaşların borcun doğumundan önce 16.04.2009 tarihinde Hasan Kırmızıdam tarafından borçludan gayrimenkul satış vadi sözleşmesi ile satın alındığı bu satışın 29.04.2009 tarihinde tapuya şerh verildiği ve 01.12.2009 tarihinde açılan dava sonunda taşınmazın Hasan Kırmızıdam adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlu ve davalı şirket ayrı tüzel kişiliklere sahip olup, dava konusu makine ve diğer demirbaşların borcun doğumudan önce davalı ortağı tarafından satın alındığı sabit olduğundan, mahkemece alacaklının davasının reddine karar vermesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3.kişiye geri verilmesine 28.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.