YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11194
KARAR NO : 2014/198
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2012
NUMARASI : 2007/2517-2012/516
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 2004/9437 sayılı takip dosyasından, 15.10.2007 tarihinde davacıya ait işyerindeki malların haczedildiğini, belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu L.Ç.’nin davacı şirketin kurucu ortağı olduğu mülkiyet karinesinin alacaklı lehine olduğunu ve 3.kişi ve borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacı ile birlikte hareket ettiklerinden haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, borçlu ve 3.kişi şirket arasında organik bağ olmadığı, ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ edilmediği ve mahalde borçluya ait belgelerin bulunmadığı, borçlu L.Ç.’nin davacı şirketin kurucu ortağı olmasına rağmen borcun şahsi olarak imzaladığı çekten kaynaklandığı, ortağın kişisel borcundan dolayı ortaklık malının haczedilmeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İ.İ.K’nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki belgelerden ve Ticaret Sicil kayıtlarından, davacı 3.kişi şirket ve diğer takip borçlu G. Kimya Temizlik Maddeleri San ve Ltd Şti’nin borcun doğumundan önce aynı adreste kuruldukları ve G. Kimya Temizlik Maddeleri San ve Ltd.Şti’nin ortalarının borçlu L. Ç.’nin baldızı ve onun eşi tarafından kurulduğu, borcun doğumundan sonra ise davacı şirketin haciz adresine geldiği ve borçlu Lütfi’nin hisesini 23.06.2004 tarihinde devir etmesine rağmen şirket müdürü olarak 3.kişi şirkette görevine devam ettiği, borç kaynağı çekin şahsi çek olmayıp şirketlerin borcu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, İİK’nun 97/a maddesi 2.cümlesi gereğince hacizli malların borçlu ve 3.kişinin birlikte elde bulundurmaları halinde dahi malın borçlu elinde addolunacağından, mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararındır. Davacı 3.kişinin bu karine aksini kesin ve güçlü delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Davacı 3.kişi şirket, hacizli malların kendisine ait olduğuna dair herhangi bir mülkiyet belgesi sunmamıştır.
Bu durumda, mahkemece mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamayan davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulünü karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 14.01.2014 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.