YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10972
KARAR NO : 2012/12734
KARAR TARİHİ : 19.11.2012
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, …. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8442 Takip sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca … İcra Müdürlüğü’nün 2010/ 1565 sayılı Talimat dosyasında yapılan 28.04.2010 günlü hacze konu menkullerin üçüncü kişi şirkete ait olduğunu borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin kredi kartı üyelik sözleşmesinde bildirilen takip adresinde yapıldığını, ödeme emrinin de burada tebliğ edildiğini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, faturaların gerçekliğinin araştırılması için istenen ticari kayıtların bulunmadığının bildirildiği, davacı şirketin hâkim ortağının borçlu ve diğer ortağının da borçlunun eşi olduğu“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, takip borçlusu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin, 24.04.2010 tarihli borca itiraz başvurusundan ve icra takibinin durmasından sonra 28.04.2010’da yapılmıştır.
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartıdır. Takip kesinleşmeden yapılan haciz geçerli bir haciz olarak kabul edilmemelidir. Dava şartı bulunmadığından davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki verilen karar sonucu itibarı ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.