YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10969
KARAR NO : 2013/18255
KARAR TARİHİ : 24.12.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, … 1.İcra Müdürlüğünün 2011/686 sayılı takip dosyasından, davacı şirkete ait olan işyerindeki malların 14.01.2011 tarihinde haczedildiğini belirterek İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin borçlunun adresi olduğunu, borçlu ve davacı şirket ortakları arasında organik bağ bulnuduğunu, borçlunun davacı şirketin gayriresmi ortağı olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, borçluya haciz adresinde tebligat yapılmadığını ve mahalde borçluya ait belge bulunmadığını, borçlunun davacı şirkette borçtan önce çalıştığını ve daha sonra ayrıldığını, ortağı olmadığını ispat külfetinin alacaklıya ait olduğunu ve malların borçluya ait olduğunu ispatlaymadığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş ; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 14.01.2011 tarihinde takip adresinde haczedilmiştir. Haciz adresinin aynı zamanda alacaklının satış temsilcisi olan borçluya gönderilen malların teslim edildiği adres olduğu dosya içerisindeki belgelerle sabit olmuştur. Nitekim borç kaynağı bonoda teslim edilen bu mallların ödenmeyen bedelinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda borçlu tarafında da kullanılan adreste yapılan hacizde İİK’nun 97/a maddesinin 2.cümlesi gereğince borçlu ile malı birlikte elde bulundurma halinde mal borçlu elinde haczedilmiş sayılacağından mülkiyet karinesi borçlu dolayası ile davalı alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir.
Davacı 3.kişi şirket ortakları borçlunun babası ve kardeşidir.Sunulan faturular borcun doğumundan sonra düzenlendiğinden karine aksini ispata elverişli değildir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, karine aksini ispalayamayan davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.