YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10858
KARAR NO : 2013/18242
KARAR TARİHİ : 24.12.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, … 6.İcra Müdürlüğünün 2009/1644 sayılı dosyasından, 09.12.2010 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddine ve davanın kabulüne karar verilmesini ilistemiştir.
Davalı 3.kişi, haczin 3.kişi adresinde yapıldığını ve haczedilen malların tamamının 3.kişiye ait olduğunu haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu ve davalı 3.kişi şirketilerin aynı cadde üzerinde ancak farklı adreslerde faaliyette buludukları, borçlunun haciz adresinde faaliyet gösterdiğinin tesbit edilemediği ve 3.kişinin sunduğu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, borçlunun defterlerinde kaydının olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık alacaklının, İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişilerin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.
1.Dosya içeresindeki bilgilerden, borçlu şirketin takip adresinin … Caddesi 39/C-D olduğu haczin ise … Caddesi 30/A da yapıldığı, davalı 3.kişinin haciz adresine
02.02.2009 tarihinde geldiği, borçlu ve 3.kişi şirket ortakları arasında organik bağ bulunduğu,hacizli mallara ilişkin faturaların borcun doğumundan sonra düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Resmi Kayıtlarda borçlu şirketin haciz adreside faaliyeti görülmemekle birlikte tanık olan dinlenen haciz adresinin eski kullanıcısı olan tacirin ve haczi yapan icra müdürünün yeminli anlatımlarında borçlunun 3.kişiden önce haciz adresinde faaliyette bulunduğu belirtilmiştir.
Önceden borçluya ait olan adreste borcun doğumundan sonra organik bağ içinde olan 3.kişi şirketin faaliyete başlaması ve faturaların yine borcun doğumundan sonra düzenlenerek 3.kişinin ticari defterlerine kaydedilmesi danışıklı işyeri devri niteliğinde olup alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, mahkemece davacı alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usu ve yasaya aykırıdır.
2.Kabule göre ise, hükmedilen vekalet ücreti 1.015,20 TL olması gerekirken maddi hata sonucu 101.520 TL olarak yazılması mahallinde herzaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.